ATAMIZIN HER KONUDAKİ SÖZ VE DEMEÇLERİ KISIM -2
- mehmetasal
- 31 Ağu 2023
- 29 dakikada okunur

Bir önceki yazımda Söz ve Demeçlerin ilk kısmını vermiştim. Şimdi de 2nci kısmını iletiyorum.
KONUK
· Bizzat Anadolu içerlerinde yaptığım yolculuklarımda gördüm ki, biz Türkler konuklarımızı ağırlama ve ikram için onlara verdikleri ziyafetlerde çok miktarda yemek yapıyoruz. Bu ekonomiye aykırı olduğu gibi, takdir buyurunuz ki sağlığa da zararlıdır. Ulusumuzun konuk severlikteki bu geleneğini akla uygun bir sınıra çekmeyi hepimiz görev saymalıyız.3.10.1925, Bursa.
KOMÜNİZM
· Komünizm toplumsal bir sorundur. Ülkemizin durumu, ülkemizin toplumsal koşulları, dinî ve ulusal geleneklerinin gücü, Rusya’daki komünizmin bizce uygulamasına uygun olmadığı izlenimini doğrular bir kapsamdadır. 6.02.1921, Hâkimiyet-î Milliye (Ulusal Egemenlik Gazetesi).
KÖYLÜ
· Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi (beyi), gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok bolluk, mutluluk ve zenginliğe hak kazanmış olan köylüdür. (Ankara,1922) Köylü hepimizin velinimetidir. Bu soylu unsurun zenginliğini düşüneceğiz. 20.07.1931. Eskişehir’den geçerken. «Zahire ticaretinde ziyan ettiğini» söyleyen Uluçayırlı Hasan Efendi’ye hitaben söylenmiştir. Ankara, 1922. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. I, s. 240
KURAN-I KERİM
· Sonra Kuran’ın çevirisini emrettim. Bu da ilk defa olarak Türkçe’ ye çevriliyor. 30.11.1929, Vossische Zeitung Muhabirine Demeç.
KURTULUŞ
· Türk Ulusunun kalbinden, vicdanından sarih ve mülhem olan en esaslı, en bariz arzu ve iman malum olmuştu: Kurtuluş. (1927)
KÜLTÜR-KÜLTÜR ORDUSU
· Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür... Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, uyanık davranmak düşünmek ve zekâyı eğitmektir. (1936)
· Kültür zeminle orantılıdır. O zemin, ulusun sicilidir. 16.07.1921, Ankara, Maarif Kongresi.
· Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktır. (1932)
· Kültür, tabiatın yüksek verimleriyle mesut olmaktır. Bu ifade içinde çok şey saklıdır. Temizlik, saflık, yükseklik, insanlık vb. bunların hepsi insanlık niteliklerindendir.
· Ülkemizi, toplumumuzu gerçek hedefine, mutluluğa eriştirmek için iki orduya gereksinme vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri ulusun geleceğini yoğuran düşünce ordusudur. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir, verimlidir, saygındır. Fakat bu iki ordudan hangisi daha kıymetlidir, hangisi diğerine gereksinim duyar. Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz, bu iki ordunun ikisi de yaşamsaldır. Yalnız siz, kültür ordusu mensupları, sizlere mensup olduğunuz ordunun kıymet ve kutsallığını anlatmak için şunu söyleyeyim ki, sizler ölen ve öldüren birinci orduya, niçin öldürüp niçin öldüğünü öğreten bir orduya aitsiniz.
· Bir ulus, kültür ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin köklü sonuçlar vermesi, ancak kültür ordusuyla olasıdır. Bu ikinci ordu olmadan, birinci ordunun elde ettiği kazançlar sönük kalır. Ulusumuzu gerçek kurtuluşa ulaştırmak istiyorsak, bizi ölümden kurtaran ve yaşama götüren bugünkü idare şeklimizin sonsuzluğunu istiyorsak, bir an önce, büyük, kusursuz, nurlu bir kültür ordusuna sahip olmak zorunluluğunda bulunduğumuzu yadsıyamayız. (1923, Kütahya) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 167-168)
LAİKLİK
· Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, tapınma ve din özgürlüğü de demektir. (1930)
· Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi olanağını sağlamıştır. (1930)
· Cumhuriyet’in temelinin laik bir dünya görüşüne dayalı olduğu hiçbir zaman unutulmamalı ve bu gerçek gözden kaçmamalıdır. Zira Türk halkı teokratik yönetimden çok acı çekmiştir. Geri kalışının nedenleri arasında bunun önemli bir yeri vardır. (1930, Kırklareli) (U. Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, s. 437)
LATİN HARFLERİ
· Basit bir tecrübe Lâtin esasından Türk harflerinin, Türk diline ne kadar uygun olduğunu şehirde ve köyde yaşı ilerlemiş Türk çocuklarının ne kadar kolay okuyup yazdıklarını güneş gibi meydana çıkarmıştır. TBMM, 1.11.1928.
LOZAN BARIŞI
· Lozan antlaşması, Türk Ulusuna karşı, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr antlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış, büyük bir cana kıymanın yıkılışını anlatan bir belgedir. Osmanlı devrine ait tarihe eşi geçmemiş bir politik zafer yapıtıdır.24.07.1933, Ulusal Egemenlik Gazetesi.
· Lozan barışı Türk tarihinde bir dönüm noktasıdır. Türk Ulusu için politik bir başarı (Utku) teşkil eden bu antlaşmanın Osmanlı Tarihinde benzeri yoktur. Ulusumuz bununla haklı olarak gururlanabilir ve Türk ulusunun yüksek bir yapıtı olan bu antlaşmanın yüksek kıymetini beğenmesi gereken gençliğin bunu geçmişte yapılmış antlaşmalarla kıyaslanması gerekir. 26.07.1927, Dolmabahçe Sarayı, Lozan Barış Antlaşması Hakkında.
MALİYE MEMURU
· Maliye memurları da iç işleri memurları gibi halkla daimî teması olan teşkilâttır. Bunların da halk ile temaslarında, halk için çalışan bir halk hükümetin tabii niteliği olan azami dikkat ve ihtimam göstermek ve âzami emniyet ve inan vermek özelliklerinin ortaya çıkmasına bilhassa özen göstermeleri lâzımdır. 1.11.1937, TBMM,
MECELLE
· Efendiler! Bizim elyevm mevcut olan kanunu medenimiz mecelledir. Bu kanunu medenî takriben yarım asır evvel Cevdet Paşa merhumun taktı riyasetinde bir heyet-î ilmiye marifetiyle tertip olunmuştur…1.03.1922, TBMM.
MİMBER
· Minberler halkın dimağları, vicdanları için bir feyiz kaynağı, bir nur kaynağı olmuştur. 7.02.1923, Balıkesir’de Halka Konuşma.
MİLLETVEKİLİ (ULUS TEMSİLCİSİ)
· Sayın milletvekilleri; Ağır ve önemli işleriniz, size, ulus yolunda, esaslı hizmetler hazırlamaktadır. Milletin sevgileri hayırlı ve faydalı çalışmalarınızda sizinle beraberdir. 1.11.1936, TBMM Açılışı.
MONDROS ATEŞKESİ
· Ahmet İzzet Paşa Hükümeti uluslar esasına dayanan adil bir barışa kavuşmak emeliyle ateşkesi istedi. Bağımsızlık uğrunda namus ve yiğitlikle dövüşen ulusumuz 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan ateşkes ile silahını bıraktı. 24.04.1920, TBMM.
· İtilâf donanmaları İstanbul’a girdikten sonra ateşkes hükümleri bir tarafa bırakıldı. Gün geçtikçe artan bir şiddetle, sultanların hakları, iktidar saygınlığı, ulusal onurumuz saldırılara uğradı.
MUHALEFET (AYKIRILIK)
· Bence muhalefet hürmete değerdir. Çünkü o da bir araştırma, bir görüş bileşkesidir. Fakat edilecek itirazlar makul ve anlayışlı ve meşru sebeplere dayanmazsa muhalefet değersiz olur.24/25.10.1919, Amasya, Tasvir-i Efkâr habercisi Ruşen Eşref ile Görüşme.
MUSİKİ (MÜZİK)
· Bir milletin yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmeli, kavrayabilmesidir. Bugün dinletilmeye yellenilen musiki, yüz ağartacak değerde olmaktan uzaktır. Bunu açıkça bilmeliyiz. Millî ince duyguları, düşünceleri anlatan, yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce, genel son musiki kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu sayede, Türk millî musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir. (1934)
· Millî müzik, modern teknik içinde yükseltme çalışmalarına, bu yıl daha çok emek verilecektir. (1935)
· Hayatta musiki lâzım değildir. Çünkü hayat musikidir. Musiki ile ilgisi olmayan mahlûkat insan değildir. Eğer mevzubahis olan hayat insan hayatı ise musiki mutlaka vardır. Musikisiz hayat zaten mevcut olamaz. Musiki hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir. Yalnız musikinin uygun türü yorumdur. 14.10.1925, İzmir Kız Öğretmen Okulunda Bir Konuşma.
· Bugün dinletmeğe yellenilen musiki yüz ağartacak değerde olmaktan uzaktır. Bunu açıkça bilmeliyiz. Ulusal; ince duyguları, düşünceleri anlatan; yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce, genel son musiki kurallarına göre işlemek gerektir. Ancak; bu düzeyde, Türk ulusal musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir. 01. 11. 1934, TBMM.
· Müzik yaşamın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir. (1925, İzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 243)
· Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir. (1934, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 396)
MUSTAFA KEMAL
· İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o ben değil, bizdir! O, ülkenin her köşesinde yeni düşünce, yeni yaşam ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı topluluktur. Ben onların rüyasını temsil ediyorum. Benim girişimlerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!
· Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.
MUSUL
· Musul vilâyeti, Türkiye Devletinin millî sınırları içindedir, buralarını anavatandan koparıp şuna buna hediye etmek hakkı kimseye ait olmaz. 30.01.1923, İzmir, Gazetecilere.
NAMAZ
· Masum halka beş vakit namazdan başka geceleri de fazla namaz kılmayı vaaz etmek ve öğütlemek, belki ömründe hiç namaz kılmamış olan bir politikacı tarafından vaki olursa, bu hareketin hedefi anlaşılmaz olur mu?15/20.10.1927, Nutuk.
NAPOLYON
· Ben, Napolyon’u hiç sevmiyorum. Çükü Napolyon her şeye kendi şahsını sokardı. Mücadelesi belli bir dava için değildi; kendi şahsı içindi. İşte bu bakımdan bu gibi adamlar için kaçınılması imkânsız olan felâkete uğradı…23.01.1923, Morning Post Yazarı Grace Ellison’a Demeç.
· Napolyon, beni başka askerlerden başka ilgilendirmez. 23.01.1923, Morning Post yazarı Grce Ellison’a demeç.
· Napolyon esaslı bir fikre dayanmadan işe başlamış ve kendine bir fırsat yaratacağını zannettiği olayların gidişine uymuştur. Onun bu şekilde hareketi, demokrasiciliğin vücudunun altmış senelik gecikmesine sebebiyet vermiştir; diyebiliriz… 30.11.1929, Vossishe Zeitung Muhabirine Demeç.
NÜFUS YASASI
· Büyük millet meclisinin tasvibine arz edilmiş olan yeni Nüfus Kanunu’nun kabul ve uygulanması nüfus işlerinin daha modern ve muntazam bir şekilde yürütülmesini temine hizmet edecektir. 01.11.1938, TBMM, Atatürk adına Başvekil Celal Bayar Tarafından okunan söylev.
NÜFUS SAYIMI
· Efendiler, nüfus meselesi bir memleketin en önemli hayati meselelerindendir. İdarî, askerî, malî ve iktisadi meselelerde memleket nüfusunun gerçek sayısını bilmek ne kadar gerekli ise her sene yapılacak istatistiklerle nüfusun artış veya azalış miktarı anlaşılmadan artış nedenlerinin devam ettirilmesi ve azalış nedenlerinin yok edilmesi için tedbir almanın mümkün olmayacağı bellidir. Bundan dolayı yeniden nüfus sayımı yapılmasına pek acil ve kesin bir lüzum muhakkaktır. 01.03.1923, TBMM.
OKUL
· Mektep sayesinde, Mektebin vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzelliği ile gelişir. 27.10.1922, Bursa, Öğretmenlere.
· Mektep genç dimağlara, insanlığa hürmeti, millet ve memlekete sevgiyi, şerefi ve bağımsızlığı öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için izlenmesi uygun olan en doğru yolu belletir… Memleket ve milleti kurtarmaya çalışanların aynı zamanda mesleklerinde birer namuskâr ve birer âlim olmaları lâzımdır. Bunu temin eden mekteptir. 27.10.1922, Bursa, Öğretmenlere.
· Her fert dinini, diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da mekteptir. 31.01.1923, İzmir’de Halk ile Konuşma.
· Okullar öğretim ve eğitim kadar, okul dışındaki neslin sürekli bir aydınlık demeti altında tutulması gereklidir. 07.07.1927, Dolmabahçe, İstanbul Öğretmenler Heyetine söylenmiştir.
· Bilim ve fen çalışmalarının merkezi okuldur. Bundan dolayı okul lazımdır. Okul adını hep beraber hürmetle, saygıyla analım.
· Okul genç beyinlere; insanlığa hürmeti, millet ve memleket sevgisini, şerefi, bağımsızlığı öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için takip edilecek en uygun, en güvenli yolu öğretir. Memleket ve milleti kurtarmaya çalışanların aynı zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer bilgin olmaları lazımdır. Bunu sağlayan okuldur. Ancak bu şekilde her türlü girişimin mantıklı sonuçlara ulaşması mümkün olur.
ORDU (TÜRK ORDUSU)
· Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. (1921)
· Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin ordusu, istilalar yapmak veya saltanatlar yıkmak veya saltanatlar kurmak için şunun bunun elinde ihtiras aleti olmaktan uzaktır 18.04.1922, TBMM, Ordu Hakkında.
· Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının vazifesi, «Misak-ı Millî» hükümlerini temin etmektir. 2.09.1922, İzmir’de İkdam Muhabiri Yakup Kadri’ye Verilen Demeç.
· Ordumuz, Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarf etmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkânsız teminatıdır. 01.11.1937, TBMM.
· Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. 01.11.1937, TBMM, 5. Dönem 3. Toplanma Yılını
· Büyük millî disiplin okulu olan ordunun; ekonomik, kültürel, sosyal savaşlarımızda bize aynı zamanda en lüzumlu elemanları da yetiştiren büyük bir okul haline getirilmesine, ayrıca itina ve himmet edileceğine, şüphem yoktur.01.11.1937, TBMM.
· Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle beraber medeniyet ışıklarını taşıyan kahraman Türk ordusu!
· Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felâket ve musibetlerden ve düşman istilâsından nasıl korumuş ve kurtarmış isen Cumhuriyetin bugünkü verimli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtaları ile donanmış olduğun halde vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur 9.10.1938, T.C. Ordularına Mesaj, Ankara Hipodromunda yapılan geçit resminden önce Başbakan Celâl Bayar tarafından okunmuştur.
ORMAN
· Orman servetimizin korunması lüzumuna ayrıca işaret etmek isterim. Ancak, bunda mühim olan, korunma esaslarını; memleketin türlü ağaç ihtiyaçlarını devamlı olarak karşılaması icap eden ormanlarımızı dengeli ve teknik bir şekilde işleterek istifade etmek esasiyle makul bir şekilde uzlaştırmak mecburiyeti vardır. 01.11.1937, TBMM.
ORTA ÖĞRENİM
· Bu ilk ve son iki tahsil kademesi arasında orta tahsilin de gerekliliği tabiîdir. Orta tahsilin gayesi memleketin muhtaç olduğu muhtelif hizmet ve sanat erbabını yetiştirmek ve yüksek tahsile aday hazırlamaktır.
· Orta tahsilde dahi terbiye ve talim usulünün pratik ve uygulamalı olması esasına uymak şarttır. Kadınlarımızın da aynı tahsil derecelerinden geçerek yetişmelerine önem verilecektir. 01.03.1922, TBMM.
OSMANLI DEVLETİ
· Osmanlı devleti, ne yazık ki ölmüştür. Babıâli iktidarı ne yazık ki ölmüştür; affedersiniz, yanlış yaptım! Ne yazık ki demeyecektim, iyi ki ölmüştür. Çünkü onlar ölmeseydi ulusu öldüreceklerdi…31.01.1923, İzmir’de Halk ile Konuşma.
OSMANLI TARİHİ
· Osmanlı tarihi baştan sonuna kadar hakanların, padişahların, şahısların, en nihayet zümrelerin hal ve hareketlerini kaydeden bir destandan başka bir şey değildir..."17.02.1923, İzmir İktisat Kongresinin Açış Söylevi.
ÖĞRENCİ
· Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, ikbal nurusunuz. Yurdu asıl nura gark edecek sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim ve kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz. (1922, Bursa) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, s. 45 -46)
ÖĞRETMEN
· Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır.01. 03. 1923.
· Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bu günkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır. (1924)
· Öğretmenler!... Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir. 25.08.1924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine.
· Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…25.08.1924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine.
· Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olması mühimdir. Memleket evlâdı, her öğrenim aşamasında ekonomik hayatta verimli, etkili ve başarılı olacak surette donatılmalıdır. 25.08.1924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine.
· Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" nesiller ister. 25.081924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine.
· Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır.
· Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henüz millet namını almak yeteneğini elde edememiştir. Ona basit bir kütle denir, millet denmez. 14.10.1925, İzmir Erkek Öğretmen Okulunda.
· Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır. 07.071927, Dolmabahçe Sarayı, İstanbul Öğretmenler Heyetine Demeç.
· Öğretmenler; yeni nesli Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin becerinizin ve fedakarlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır. Cumhuriyet: fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli muhafızlar ister. Yeni nesli, bu özellik ve yetenekte yetiştirmek sizin elinizdedir.
· Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı şekilde bütün öğretim basamaklarındaki eğitimleri uygulamalı olmalıdır. Yurt evladı, her öğrenim basamağında, ekonomik hayatta başarılı, iz bırakan, eser sahibi olacak şekilde bilgilerle donatılmalıdır. Ulusal ahlâkımız, çağdaş esaslarla ve hür fikirlerle artırılmalı ve takviye olunmalıdır. Bu çok mühimdir, bilhassa nazarı dikkatinizi çekerim…Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır.
· Arkadaşlar! yeni Türkiye’nin birkaç yıla sığdırdığı askeri, siyasi, idari inkılâplar sizin, sayın öğretmenler, sizin sosyal ve fikri inkılâptaki başarınızla pekiştirilecektir. Hiçbir zaman hatırlarınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür “nesiller ister. (1924, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 178 -179)
· Okullarda öğretim vazifesinin güvenilebilir ellere teslimini, ülke çocuğunun, o görevi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak üstün ve saygı değer öğretmenler tarafından yetiştirilmesini sağlamak için öğretmenlik, diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, aşama aşama ilerlemeye ve her halde zenginlik sağlamaya uygun bir meslek haline getirilmelidir. Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan toplumunun en öz verili ve saygı değer unsurlarıdır. (1923, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. I, s. 317)
· Ulusa gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden, keşiflerinden, gelişmelerinden yararlanalım, ama unutmayalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak zorundayız. (1923, Konya) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 145)
· Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir ulus henüz ulus adını almak yeteneğini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle denir, ulus denemez. Bir kitle ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere gereksinim duyar. (1925, İzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, s. 243)
· Öğrenci ne yaşta ve sınıfta olursa olsun, onlara geleceğin büyükleri gözüyle bakacak ve öyle davranacaksın. (1930)
· Uydurma öyküler ve boş düşünceler kafalardan tamamen çıkarılacaktır. Onlar çıkarılmadıkça beyinlere gerçeğin nurlarını sokmak olanaksızdır. (1925, Kastamonu) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 224)
· Eski hocalar nasıl dini esastan egemen olmuşlarsa öğretmenler de bilim esasından kazanmaya başladıkları egemenliği sonuçlandırsınlar. Bununla öğretmenlik mesleği gerçek yücelme devrine dahil olacaktır.
· Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır. (1927, İstanbul) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, 1997, s. 266)
· Bahçesinde çiçek yetiştiren adam çiçekten bir şey bekler mi? Adam yetiştiren adam da çiçek yetiştirendeki hislerle hareket edebilmelidir. Ancak bu şekilde düşünen ve çalışan adamlardır ki memleketlerine ve milletlerine ve bunların geleceklerine faydalı olabilirler. Bir adam ki, memleketin ve milletin saadetini düşünmekten daha fazla kendini düşünür, o adamın değeri ikinci derecededir.
· En mesut olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır. Herkesin kendine göre bir zevki vardır. Kimi bahçe ile meşgul olmak, güzel çiçekler yetiştirmek ister. Bazı insanlar da adam yetiştirmekten hoşlanır.
· Öğretmenler! Cumhuriyet, fikren, bilimsel, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek sicilli korucular ister. Yeni kuşağı bu nitelik ve yetenekte yetiştirmek sizin elinizdedir. 25.08.1924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine.
· Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır… 25.08.1924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine.
· Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olması mühimdir. Ülke çocuğu, her öğrenim aşamasında ekonomik yaşamda verimli, etkili ve başarılı olacak surette donatılmalıdır. 25.08.1924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine.
· Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" nesiller ister. 25.081924, Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine.
· Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır. 25.08.1924, Öğretmenler Birliği Üyelerine.
· Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir Öğrenci her ne yaşta ve sınıfta olursa olsun, onlara geleceğin büyükleri gözüyle bakacak ve öyle davranacaksın. (1930)
· Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve saygıdeğer unsurlarıdır. 01. 03. 1923.
· Yeni kuşak; en büyük Cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır. (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, s.129)
· Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır. 07.071927, Dolmabahçe Sarayı, Öğretmenler Heyetine Demeç.
ÖLÜM
· Ölüm doğanın en doğal yasasıdır. Fakat böyle olmakla beraber bazen ne hâzin tecelliler arz eder. 27.01.1923, İzmir Karşıyaka’da Annesinin Mezarında.
§
PANİSLAMİZM (İSLAM BİRLİĞİ)
· Efendiler, Panislamizm’i ben şöyle anlıyorum: Bizim milletimiz ve onu temsil eden hükümetimiz tabii olarak dünya yüzünde mevcut bütün dindaşlarımızın mesut ve müreffeh olmasını isteriz. Dindaşlarımızın değişik çevrelerde vücuda getirmiş oldukları toplumların bağımsız olarak yaşamalarını isteriz. Bununla yüksek bir zevk ve mutluluk duyarız. Bütün Müslümanların, İslam dünyasının refah ve mutluluğu kendi refah ve mutluluğumuz gibi kıymetlidir! Ve bununla çok ilgiliyiz. Ve bütün onların dahi aynı şekilde bizim mutluluğumuzla ilgili olduklarına şahidiz. Ve bu her gün meydandadır. Fakat Efendiler! Bu toplumların büyük bir imparatorluk halinde bir noktadan sevk ve idaresini düşünmek istiyorsak bu bir hayaldir! İlme, mantığa, fenne aykırı bir şeydir! 01.12.1921, TBMM.
· Panislamizm, panturanizm siyasetinin başarı kazandığına ve dünyayı uygulama alanı yapabildiğine tarihte rastlanmamaktadır. Irk farkı gözetmeksizin bütün insanlığı kapsayan cihangirane devlet oluşturulması hırslarının sonuçları da tarihte kaydedilmiştir. İstilacı olmak hevesleri, konumuzun dışındadır. İnsanlara her türlü özel duygularını ve bağlantılarını unutturup onları, kardeşlik ve tam eşitlik çerçevesinde birleştirerek, insancı bir devlet kurmak teorisi de kendine özgü koşullara sahiptir. 15/20.10.1927, Nutuk – Söylev, c. II. s. 587.
PARA-ULUSAL PARA
· Ulusal paramızın fiilen müstakar olan kıymeti muhafaza olunacaktır. 01.11.1936, TBMM.
· İçtenlikli bir bütçeye ve gerçek bir ödeme dengesine dayanan paramızın fiilî denge durumunu kesin surette koruyacağız. 01.11.1937, TBMM.
PEYGAMBER
· Allah, Hazreti Âdem Aleyhisselâm'dan itibaren bilinen ve bilinmeyen sayılamayacak kadar çok nebiler, peygamberler ve resuller göndermiştir. Fakat Peygamberimiz vasıtasıyla en son dini ve medeni hakikatleri verdikten sonra artık insanlıkla aracı kullanarak temasta bulunmağa lüzum görmemiştir.
· O, Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonuca kadar o, ölümsüzdür. (1926)
POLİS
· Herkesin polisi kendi vicdanıdır, fakat polis vicdanı olmayanların karşısındadır. (1929) Polis asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukuk adamı, bir anne kadar şefkatli olmalıdır. (1934)
· Polis, kanun adamıdır. Ona her zaman saygı göstermeli ve itaat edilmelidir. (1937)
RADYO
· Ulusal kültür için pek lüzumlu olduğu gibi, uluslararası ilgiler bakımından da yüksek değeri belli olan radyo işine önem vermeniz çok yerinde olur. 01.11.1935, TBMM. Açılışı.
RUM PATRİKHANESİ
· Lâkin bir fesat ve hıyanet ocağı bulunan memlekette nifak tohumları ve uyuşmazlık saçan, Hristiyan hemşerilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluk ve felaket nedeni olan Rum Patrikhanesini artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli teşkilâtı memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebepler gösterilebilir? 25.12.1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot’ya Verilen Demeç.
RUS DEVRİMİ
· Genel Harbin son yıllarında Rusya içinde patlayan eden devrim, insanların çoğunluğunu teşkil eden fakir halk içinde, bilhassa bu halkın en çok sıkıntı, eziyet ve ıstıraba uğramış olan işçi sınıfı içinde, eskiden beri mevcut olan sosyalistliğin gerçek maksadını ve gayelerini ilân etti… 14.08.1920, TBMM.
OKUL
· Yolu belletir… Vatan ve ulusu kurtarmaya çalışanların aynı zamanda mesleklerinde birer namuslu ve birer bilgin olmaları gerekir. Bunu sağlayan okuldur. 27.10.1922, Bursa.
· Her kişi dinini, diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da okuldur. 31.01.1923, İzmir’de Halk ile Konuşma.
· Okullar öğretim ve eğitim kadar, okul dışındaki neslin sürekli bir aydınlık demeti altında tutulması gereklidir. 07.07.1927, Dolmabahçe, Öğretmenlere.
ORMAN
· Orman servetimizin korunması gereğine ayrıca işaret etmek isterim. Ancak, bunda mühim olan, korunma esaslarını; memleketin türlü ağaç ihtiyaçlarını devamlı olarak karşılaması gereken ormanlarımızı dengeli ve teknik bir şekilde işleterek istifade etmek esasiyle makul bir şekilde uzlaştırmak mecburiyeti vardır. 01.11.1937, TBMM.
ORTA TAHSİL
· Bu ilk ve son iki tahsil kademesi arasında orta tahsilin de gerekliliği tabiîdir. Orta tahsilin gayesi memleketin muhtaç olduğu muhtelif hizmet ve sanat erbabını yetiştirmek ve yüksek tahsile aday hazırlamaktır. Orta tahsilde dahi terbiye ve talim usulünün pratik ve uygulamalı olması esasına uymak şarttır. Kadınlarımızın da aynı tahsil derecelerinden geçerek yetişmelerine önem verilecektir. 01.03.1922, TBMM.
OSMANLI TARİHİ
· Osmanlı tarihi baştan nihayetine kadar hakanların, padişahların, şahısların, en nihayet zümrelerin hal ve hareketlerini kaydeden bir destandan başka bir şey değildir..." 17.02.1923, İzmir İktisat Kongresinin Açış Söylevi.
ÖLÜM
· Ölüm doğanın en doğal bir yasasıdır. Fakat böyle olmakla beraber bazen ne hâzin tecelliler arz eder. 27.01.1923, İzmir’de Karşıyaka’da Annesinin Mezarında.
ÖZGÜRLÜK
· Özgürlük olmayan bir ülkede ölüm ve çöküş vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası özgürlüktür. 1906, Vatan ve Hürriyet Cemiyetinin Selanik Şubesini Kurarken.
· Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük atalarım en kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevi, özel ve resmi hayatımın her safhasını tanıyanlarca bu aşkım bilinmektedir. Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın var olması ve devam etmesi, mutlak o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla mümkündür. Ben şahsen bu saydığım niteliklere çok önem veririm ve bu niteliklerin kendimde varlığını iddia edebilmek için, milletimin de aynı nitelikler ile donanmış olmasını şart ve esas bilirim…22.04.1921, Hakimiyet-i Milliye Gazetesi.
· Eğer bazen ihtiyatkar hareket ediyorsak, aşırı ölçüde şüpheli davranıyorsak, bize çok pahalıya mal olan hürriyetimizi kaybetmek hususundaki korkumuzdandır. Bu hürriyetin bir küçük kısmını sakatlamaktansa, hepsini birden kaybetmeyi yeğlerim. 29.10.1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.
· Biz Türkler tarih boyunca özgürlük ve bağımsızlığa örnek olmuş bir ulusuz.
· Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. (1921, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. III, s. 31)
· Bence bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın var olması ve devam etmesi, mutlak o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla mümkündür. (1921, Ankara) (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 31)
· Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. (1921, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. III, Ankara, 1997, s. 31)
· Bence bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın var olması ve devam etmesi, mutlak o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla mümkündür. (1921, Ankara) (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 31)
·
OSMANLI DEVLETİ
· Osmanlı devleti ne yazık ki ölmüştür. Babıâli hükümeti ne yazık ki ölmüştür; affedersiniz, hata ettim! Ne yazık ki demeyecektim, iyi ki ölmüştür. Çünkü onlar ölmeseydi ulusu öldüreceklerdi.
ÖNDER
· Önderlerin görevi, yaşamı sevinç ve istekle karşılamak yönünde uluslarına yol göstermektir. (1937, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araşt. Merkezi, C. II, s. 324)
PARA
· Ulusal paramızın fiilen müstakar olan kıymeti muhafaza olunacaktır. 01.11.1936, TBMM.
· İçten bir bütçeye ve gerçek bir ödeme dengesine dayanan paramızın fiilî istikrar vaziyetini kesin surette muhafaza edeceğiz. 01.11.1937, TBMM.
PEYGAMBER
· Allah, Hazreti Âdem Aleyhisselâm'dan itibaren bilinen ve bilinmeyen sayılamayacak kadar çok nebiler, peygamberler ve resuller göndermiştir. Fakat Peygamberimiz vasıtasıyla en son dini ve uygarlık gerçekleri verdikten sonra artık insanlıkla aracı kullanarak temasta bulunmağa gerek görmemiştir. 01.11.1922, TBMM.
· Peygamberimiz efendimiz hazretleri, cenabı hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. 07.02.1923, Balıkesir’de Halka Konuşma.
· O, Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonuca kadar o, ölümsüzdür. (1926)
POLİS
· Herkesin polisi kendi vicdanıdır, fakat polis vicdanı olmayanların karşısındadır. (1929)
· Polis asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukuk adamı, bir anne kadar şefkatli olmalıdır. (1934)
· Polis, kanun adamıdır. Ona her zaman saygı göstermeli ve itaat edilmelidir. (1937)
RADYO
· Ulusal kültür için pek lüzumlu olduğu gibi, arsıulusal ilgiler bakımından da yüksek değeri belli olan radyo işine önem vermeniz çok yerinde olur. 01.11.1935, TBMM.
RUM PATRİKHANESİ
· Ahcam bir fesat ve hainlik ocağı bulunan memlekette nifak tohumları ve uyuşmazlık saçan, Hristiyan hemşerilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluk ve felaket nedeni olan Rum Patrikhanesini artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli teşkilâtı memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebepler gösterilebilir? 25.12.1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot’ya Verilen Beyanat.
RUS DEVRİMİ
· Genel Harbin son yıllarında Rusya içinde patlayan eden devrim, insanların çoğunluğunu teşkil eden fakir halk içinde, bilhassa bu halkın en çok sıkıntı, eziyet ve ıstıraba uğramış olan işçi sınıfı içinde, eskiden beri mevcut olan sosyalistliğin gerçek maksadını ve gayelerini ilân etti… 14.08.1920, TBMM.
SANAT-SANATÇI- GÜZEL SANATLAR
· Sanata önem vermeyen bir millet büyük felakete mahkumdur. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 130)
· Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 129)
· Hepiniz mebus olabilirsiniz... Vekil olabilirsiniz hatta Cumhur Reisi olabilirsiniz... Fakat sanatkâr olamazsınız. Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim. (1927, Ankara) (Sümerbank Dergisi, Cilt 3, Sayı. 29, 1963, s. 149)
· Bir ulus sanattan ve sanatçıdan yoksunsa, tam bir hayata sahip olamaz. (1921, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 129)
SAVUNMA
· Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. 26 Ağustos 1921. Sakarya meydan savaşı emrinden.
SAVAŞ-MEYDAN SAVAŞI
· Mutlaka şu veya bu sebepler için milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Hakiki düşüncem şudur: Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, “ölmeyeceğiz” diye savaşa girebiliriz. Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 128)
· Savaş, nihayet meydan savaşı sadece karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Meydan savaşı milletlerin bütün varlıklarıyla, bilim ve teknik alanındaki seviyeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle kısacası bütün maddi ve manevi güç ve nitelikleriyle ve her türlü vasıtalarıyla çarpıştığı bir sınav alanıdır. Bu alanda, milletlerin gerçek güç ve kıymetleri ölçülür. Sonuçta yalnız maddi güçlerin değil, bütün güçlerin özellikle ahlaki ve kültürel gücün üstünlüğü kesinlikle ortaya çıkar. Bu sebeple meydan savaşında yenilen taraf milletçe ve memleketçe, bütün maddi ve manevi varlığıyla yenilmiş sayılır. Böyle bir sonucun ne kadar feci olabileceğini tahmin edersiniz. Yok oluş sadece savaş alanındaki orduya ait olamaz. Aslında, ordunun mensup olduğu millet feci sonuçlara uğrar. Tarih, birtakım boş hayallerle, başlarındaki hükümdarların, hırslı politikacıların oyuncağı durumuna düşen istilacı orduların, istilacı milletlerin uğradığı bu çeşit feci sonuçlarla doludur.
SORUMLULUK
· Sorumluluk yükü her şeyden, ölümden de ağırdır. 1919, Belleten, C. VIII, s. 28.
SPOR
· Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim. (Yücel Dergisi Cilt X, Sayı 57, 1939, s. 130)
TEKEL
· Tekelcilik konusunda özen gösterilmesi gereken esas, bu kurumların mali monopol, ticari teşekkül ve millî valörizasyon kurumu karakterinin dikkatle telifidir.1937, T.B.M.M.
TARİH
· Tarih yazmak tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen gerçek insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, AKDTYK. Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1999, s. 163)
· Tarih, bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez. (1927, Ankara) (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri AKDTYK. Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1999, s. 165)
TÜRK-TÜRK ULUSU
· Yüksek Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur. (ATATÜRK’ÜN Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Cilt IV, s.652)
· Ne mutlu “Türk’üm” diyene. (1933, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 319)
· Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır. (1932, İstanbul) (Cumhuriyet Gazetesi, 05.10. 1932)
· "Efendiler, bu insanlık dünyasında en az yüz milyonu aşkın nüfustan oluşan büyük bir Türk milleti vardır ve bu milletin yeryüzündeki genişliği oranında tarih alanında da bir derinliği vardır. Türk milletinin kökünün dayandığı Türk adındaki insan, insanlığın ikinci babası Nuh Aleyhisselam’ın oğlu Yasef'in oğlu olan kişidir." Atatürk 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 130. toplantısının birinci oturumunda yaptığı konuşmada Türkler 'in kökeni hakkında böyle diyordu.
· Bu ülke dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir ayrıcalıklı oluşumun olağanüstü çıkışına sahne oldu. Bu sahne yedi bin yıllık en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı, O çocuk tabiatın yıldırımlarından, şimşeklerinden, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı, onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. (Vecize, Millet Dergisi, Sayı: 16, 1948, s., 10-11 ve Türk Kültürü, 1969, s:85, Fethi TEVETOĞLU “Atatürk’ün Türk’ü ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Tarifi” isimli makalesinde yer almaktadır. Ayrıca adı geçen vecizenin Atatürk’ün el yazısı ile bizzat yazdığı orijinal metninin tarihçi Cemal KUTAY’ın özel arşivinde bulunduğu belirtilmektedir.)
· Türk; öğün, çalış, güven. (ÂFET İNAN, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, TTK. Yay. s. 304)
· Türk’ün onuru, gururu ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. O halde ya bağımsızlık ya ölüm! (1919, Ankara) (ATATÜRK, Nutuk, Atatürk Araştırma Merkezi, Yay. Haz. Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, s. 9-10)
· Bu memleket tarihte Türk’tü, şimdi de Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 130)
· Ben gerektiği zaman, en büyük hediyem olmak üzere Türk Ulusuna canımı vereceğim. (14 Haziran 1937) (Cumhuriyet Gazetesi)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
· Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.
· Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır. (1926, İzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. III, Ankara, s. 119)
· Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti sonsuza değin yaşayacaktır.
· Türkiye Cumhuriyeti mutlu, zengin ve muzaffer olacaktır.
· Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.318)
· Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en gerçek yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin emir ve isteğini yapmak, insan olmak için yeter. (1925, Kastamonu) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 225)
TURK DİLİ
· Ulusal duygu ile dil arasında bağ çok güçlüdür. Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindedir. Yeter ki, bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk Ulusu, diline de yabancı boyunduruğundan kurtarmalıdır.
· Milliyetin çok açık niteliklerinden biri dil’dir. Türk Milletindenim diyen insan, her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk düşüncesine bağlı olduğunu iddia ederse, buna inanmak doğru olmaz. (Önder Mehmet, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Türkiye İş Bankası Kültür yayınları, Ankara, 1998, s.8)
TÜRK ULUSU-TÜRK YURDU-YURT SEVGİSİ
· Bugün vatanımızla bir millî kudret varsa o cereyan, felâketlerden ders alan milletin kalp ve dimağından doğmuştur. (1919)
· Millete efendilik yoktur; hizmet etme vardır. Bu millete hizmet eden, onun efendisi olur. (1921)
· Milleti millet yapan, ilerleten ve yükselten kuvvetler vardır: fikir kuvvetleri ve sosyal kuvvetler. 27.10.1922, Bursa, Öğretmenlere.
· Bilelim ki kazandığımız başarı, milletin kuvvetlerini birleştirmesinden ileri gelmiştir. Eğer aynı başarıları, zaferleri ileride de kazanmak istiyorsak, ayni esasa dayanalım, aynı yolda yürüyelim. (1923)
· Milletlerin siyasetinde ancak menfaatleri vardır. Kimsenin kimseye dost olmayacağını bilelim. (1933)
· Millet sevgisi kadar büyük mükâfat yoktur. (1935)
· Kuvvet birdir ve o milletindir…1.11.1937, TBMM Açılışı.
· Ulusal varlığını devam ettirmek için, kişileri arasında düşündüğü ortak bağ, asırlardan beri gelen şekil ve mahiyetini değiştirmiş, yani ulus, dini ve mezhebî bağlar yerine, Türk milliyeti bağı ile kişilerini toplamıştır. 1925, Ankara Hukuk Okulu Açılışı.
· Biz doğrudan doğruya milliyetçi ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun kişileri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa o topluluğa dayanan cumhuriyet de kuvvetli olur. 26.04.1926, Türk Ocakları Delegelerine.
· Türk Vatanı’nı ele geçirmek fikrini, Türkü esir etmek hayalini genel, büyük bir ideal haline getirmeye çalışanların layık oldukları kötü sondan kurtulamadıklarını gözlerimizle gördük... Kendilerine bir milletin geleceği emanet edilen adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin gerçek ve ulaşılabilir çıkarları yolunda kullanmakla yükümlü olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar. Bu adamlar düşünmelidirler ki, bir memleketi ele geçirmek; o memleketin sahiplerine egemen olmak için yeterli değildir. Bir milletin ruhu ele geçirilmedikçe, bir milletin azmi ve iradesi kırılmadıkça, o millete egemen olmanın imkânı yoktur. (1924, Dumlupınar) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 184)
· Türk ulusu güçlükleri; ulusal birlik ve beraberlikle yenmesini bilmiştir. (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.318
· Aklı eren, yurdunu seven, gerçekleri gören kimselerden düşman çıkmaz. (1923, Tarsus) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 136)
· Geldikleri gibi giderler.
· Ulus sevgisi kadar büyük sevgi yoktur ve kişiliğimiz için değil, fakat mensup olduğumuz ulus için elbirliği ile çalışalım. (ÂFET İNAN, M.K. Atatürk’ten Yazdıklarım, Kültür Bakanlığı Yayınları, s.58)
· Kuvvet birdir ve o milletindir. (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s.423)
· İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir ilke yoktur. Türk ulusu, Türkiye’nin gelecekteki çocukları, bunu bir an akıllarından çıkarmamalıdırlar! (ATATÜRK, Nutuk, Atatürk Araştırma Merkezi, Yay. Haz. Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, s.243)
· Türk Ulusunun yeteneği ve kesin kararı, cumhuriyet, uygarlık ve gelişme yolunda durmadan, yılmadan ilerlemektir. (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1989, Cilt I, s.351)
· Büyük şeyleri yalnız büyük uluslar yapar. (AFETİNAN, Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk’ün El Yazıları, Atatürk Araştırma Merkezi, s. 27)
·
TÜRK ULUSUNA ÖĞÜT
· Bir ulusun siyasi kaderinde makam sahibi olabilmek için onun ihtiyacını görmede ve onun gücünü takdirde ehliyet sahibi olmak birinci şarttır.
· Saygıdeğer ulusuma şunu öneririm ki: sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki ve vicdanındaki öz cevheri, çok iyi tahlil etmek dikkatinden, bir an vazgeçmesin.
· Kesinlikle bilmeliyiz ki, iki parça halinde yaşayan uluslar zayıftır, hastadır. Çocuklarımızı aynı eğitimden geçirerek yetiştireceğiz. Çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz öğrenimin sınırı ne olursa olsun, onlara esaslı olarak şunları öğreteceğiz: Ulusuna, Türkiye Devleti’ne, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne düşman olanlarla mücadele sebep ve vasıtaları ile donatılmayan uluslar için yaşama hakkı yoktur.
ULUSAL BİRLİK-ULUSAL BİLİNÇ
· Ulusumuz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur.
· Yıllar geçtikçe, ulusal ülkü verimleri, güvenle çalışmada, ilerleme hevesinde, millî birlik ve millî irade şeklinde, daha iyi gözlere çarpmaktadır. Bu, bizim için çok önemlidir; çünkü, biz, esasen ulusal varlığımızın temelini, ulusal bilinçte ve ulusal birlikte görmekteyiz. (01 Kasım 1936) (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s.404-405)
· Bir yurdun en değerli varlığı, yurttaşlar arasında milli birlik, iyi geçinme ve çalışkanlık duygu ve yeteneklerinin olgunluğudur. (4 Şubat 1935) (ATATÜRK’ÜN Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1991, Cilt IV, s.643)
ULUSAL DERNEKLER
· Esasen Doğuda ve Batıda, hemen memleketimizin her tarafında müdafaa ve milletin ve memleketin haklarını korumak için cemiyetler kurulmuştur. Bu cemiyetler düşmanların esaret boyunduruğuna girmemek amacıyla millî vicdanın azim ve iradesinden doğmuş tek teşkilât idi. (24.04.1920, TBMM.)
ULUSAL ÖRGÜT
· Teşkilâtı milliye ne zaman başladı? sorusuna cevabı: Mütarekeden hemen sonra ve vatanın her tarafında hemen aynı zamanda 13.10.1919, Tasvir-î Efkâr Gazetesi Başmuhabiri Velit Ebüzziya’nın Telgrafına Cevap)
· Asıl amacı nedir? sorusuna cevabı: Asıl amaç vatanın bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını sağlamaktır. 13.10.1919, Tasvir-î Efkâr Gazetesi Başmuhabiri Velit Ebüzziya’nın Telgrafına Cevap.
ULUSAL ÜLKÜ
· Milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu sürekli olarak ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. 29.10.1933, Ankara, 10. Yıl Nutku
· Ulusal ülküye tam bir iman ve onun gereklerini tereddütsüz yerine getirmenin neticesi elbette başarıdır. (1931)
ULUSCULUK
· Gerçi bize milliyetçi derler. Fakat biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle çalışan bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların bütün milliyetlerinin gereklerini tanırız.
· Bizim milliyetçiliğimiz herhalde bencil ve mağrurane bir milliyetçilik değildir… 15.08.1920, TBMM.
· Bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır. (1923)
ULUSAL HAREKET
· Bu hareket milletin bir arzusudur. Hattâ bir ihtiyacıdır. Bu arzu ve ihtiyacı doğuran şey de şahıslar değil, bizzat olaylardır. Devletin birlik ve bağımsızlığını tehdit eden meşru olmayan bir takım ihtirasat, topraklarımıza, hiçbir hakka dayanmaksızın gerçekleşen saldırılar, tehlike karşısında millete birleşmek gereğini duyurmuştur. Böyle bir harekete macera demek, bu hareketi takdir edenleri maceracılıkla adlandırmak gafillik, garazlık değil midir? 24/25.10.1919, Amasya, Tasvir-î Efkâr Muhabiri Ruşen Eşref ile Mülâkat.
· Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk Ulusu ve bir de uluslar tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır. (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s.423)
ULUSAL KÜLTÜR
· Milli kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyeti’nin temel dileği olarak temin edeceğiz. 1.11.1932, TBMM.
· Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. 29.10.1933, Ankara, 10. Yıl Söylevi.
· Bir milletin kültür seviyesi, üç sahada; devlet, fikir ve ekonomi sahalarındaki faaliyet ve başarı neticelerinin kazancıyla ölçülür. 01.11.1937,T.B.M.M. Açılışı.
· Ulusal kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyeti’nin temel dileği olarak sağlayacağız. (1932, Ankara, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 390)
ULUSAL MÜCADELE
· Ulusal savaşımı yapan doğrudan doğruya ulusun kendisidir, ulusun evlâtlarıdır. Ulus analarıyla, babalarıyla, bacılarıyla mücadeleyi kendisine ülkü edindi.
· Ulusal savaşımda kişisel hırs değil, ulusal ülkü, ulusal onur gerçek sebep olmuştur. 14.101925, İzmir Kız Öğretmen Okulunda Bir Konuşma.
· Bir ulusun ruhu esir alınmadıkça, bir ulusun azim ve iradesi kırılmadıkça o ulusa hâkim olmanın olanağı yoktur. Oysa, asırların yarattığı ulusal bir ruha, kuvvetli ve daimî bir ulusal iradeye hiçbir kuvvet karşı koyamaz. 01.09.1924.
· Ulusal varlığını devam ettirmek için, kişileri arasında düşündüğü ortak bağ, asırlardan beri gelen şekil ve mahiyetini değiştirmiş, yani ulus, dini ve mezhebî bağlar yerine, Türk milliyeti bağı ile kişilerini toplamıştır. 1925, Ankara Hukuk Okulu Açılışı.
· Biz doğrudan doğruya milliyetçi ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun kişileri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa o topluluğa dayanan cumhuriyet de kuvvetli olur. 26.04.1926, Türk Ocakları Delegelerine.
· Milli ülküye tam bir iman ve onun gereklerini tereddütsüz yerine getirmenin neticesi elbette başarıdır. (1931)
· Seneler geçtikçe, millî ideal verimleri, güvenle çalışmada, ilerleme hevesinde, millî birlik ve millî irade şeklinde, daha iyi gözlere çarpmaktadır. Bu, bizim için çok önemlidir; çünkü biz, esasen millî varlığımızın temelini, millî şuurda ve millî birlikte görmekteyiz. (1936)
· Geldikleri gibi giderler!
ULUSAL ONUR
· Yalnız şunu bir gerçek olarak biliniz ki onur, hiçbir zaman bir adamın değil, tüm ulusundur. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 127)
ULUSAL YEMİN
· Ulusal yemin, barış yapmak için makul ve asgarî koşullarımızı içeren bir programdır. Barışa ulaşmak için bir araya getireceğimiz esasları içine alır. Ocak 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin’e Verdiği Mülâkat.
· Barıştan sonraki çalışmada başarılı olabilmek milletin istiklalinin korunmuş olmasına bağlıdır.
· Ulusal Yeminin hedefi, onu temindir. Ocak 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin’e Verdiği Mülâkat.
· Ulusal Yemin dairesinde varlığını temin ettikten sonra gürültü çıkarıp fesatçılık edecek ve araziyi genişletme fikrinde bulunacak adamlar ortaya çıkmaz. Bence buna imkân yoktur.
· Ocak 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin’e Verdiği Mülâkat.
ULUSLARARASI DÜŞÜNCE-ULUSLAR CEMİYETİ
· Milletler Cemiyeti, henüz kesin ve etkili bir vasıta olduğunu ispat etmemiştir. Diğer taraftan, Milletler Cemiyeti bugün, bütün milletlerin, ortak amaçlarının gerçekleşebilmesi için çalışabilecekleri tek teşkilattır. 21.06.1935, Gladys Baker’e Verilen Demeç.
· Bugün bütün dünya ulusları aşağı yukarı akraba olmuşlardır ve olmakla meşguldürler. Bu nedenle insan mensup olduğu milletin varlığını ve saadetini düşündüğü kadar, bütün dünya milletlerinin huzur ve refahını düşünmeli ve kendi milletinin saadetine ne kadar önem veriyorsa bütün dünya milletlerinin saadetine katkıda bulunmak için elinden geldiği kadar çalışmalıdır. Bütün akıllı adamlar takdir ederler ki, bu yolda çalışmakla hiçbir şey kaybedilmez. Çünkü dünya milletlerinin mutluluğuna çalışmak, diğer bir yoldan kendi huzur ve mutluluğumuzu temine çalışmak demektir. Dünyada ve dünya milletleri arasında barış, dayanışma ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendi kendisi için ne yaparsa yapsın huzurdan mahrumdur. Onun için ben sevdiklerime şunu tavsiye ederim: Milletleri sevk ve idare eden adamlar, tabii önce kendi milletinin varlığını ve mutluluğunu sağlamak isterler. Fakat aynı zamanda bütün milletler için aynı şeyi istemek lazımdır. Bütün dünya olayları bize bunu açıktan açığa ispat eder. En uzakta zannettiğimiz bir olayın bir gün bizi bir gün etkilemeyeceğini bilemeyiz. Bunun için insanlığın hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir uzvu kabul etmek gerekir. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan diğer bütün organlar müteessir olur.
· “Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa bana ne “dememeliyiz. Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramızda olmuş gibi onunla ilgilenmeliyiz. Olay ne kadar uzak olursa olsun bu esastan şaşmamak lazımdır. İşte bu düşünüş, insanları, milletleri ve hükümetleri bencillikten kurtarır. Bencillik kişisel olsun, ulusal olsun daima fena kabul edilmelidir. (1937, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 324-327)
UYGARLIK-UYGARLIK ESERİ (YAPITI)
· Memleketler çeşitlidir, fakat medeniyet birdir ve bir milletin gelişmesi için bu tek medeniyete katılması lazımdır. 29.10.1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.
· Uygarlık yolunda yürümek başarılı olmak yaşamın şartıdır. Bu yol üzerinde bekleyenler veyahut bu yol üzerinde ileri değil geriye bakmak bilgisizlik ve gafletinde bulunanlar, genel uygarlığın coşkun seli altında boğulmaya mahkumdurlar.30.081924, Dumlupınar.
· Efendiler, uygarlık yolunda başarı yenileşmeye bağlıdır. Sosyal yaşamda, ekonomik yaşamda bilim ve fen alanında başarılı olmak için tek olgunlaşma ve ilerleme yolu budur. 30.081924, Dumlupınar.
· Türk ulusunun yaradılış yeteneği ve kesin kararı uygarlık yolunda durmadan ilerlemektir. (1924)
· Düşüncemiz, düşünce yolumuz uygar olacaktır. Şunun bunun sözüne önem vermeyeceğiz. Uygar olacağız. Bununla gururlanacağız. Bütün Türk ve İslâm âlemine bakınız. Zihinleri medeniyetin emrettiği şümul ve yükselmeye uyamadıklarından ne büyük yıkımlar ne acılar içindedirler. Bizim de şimdiye kadar geri kalmamız ve sonuç olarak son yıkım çamuruna batışımız bundandır. 24.08.1925, Kastamonu.
· Uygarlık, öyle bir kuvvetli ateştir ki ona ilgisiz olanları yakar ve yok eder.1925, Kastamonu
· Ulusumuzu en kısa yoldan uygarlığın nimetlerine kavuşturmaya, mesut ve varlık içinde kılmaya çalışacağız ve bunu yapmaya mecburuz. 26.08.1925, İnebolu.
· Efendiler, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkı uygardır. Tarihte uygardır, gerçekte uygardır. Fakat ben sizin öz kardeşiniz, arkadaşınız, babanız gibi uygarım diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı, düşüncesiyle, zihniyetiyle uygar olduğunu ispat ve göstermek mecburiyetindedir. Medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı, aile hayatıyla, yaşayış tarzıyla medeni olduğunu göstermek zorundadır. Sonuç olarak uygarım diyen, Türkiye’nin gerçekten uygar olan halkı başından aşağıya dış görünüşüyle dahi uygar ve gelişmiş insanlar olduğunu göstermeye zorundadır. 28.08.1925, İnebolu’da Bir Konuşma.
· Medenî olmayan insanlar, medenî olanların ayakları altında kalırlar. (1925, Akhisar) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 234)
· Uygar olmayan insanlar, uygar olanların ayakları altında kalmaya maruzdurlar. 10.10.1925, Akhisar.
· Düşüncemiz, düşünce yolumuz uygar olacaktır. 24.08.1925, Kastamonu
· Arkadaşlar, efendiler ve ey ulus! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, tarikatçılar, sapıklar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır.
· Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin gayesi, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün mana ve şekliyle uygar bir toplum haline getirmektir. Devrimlerimizin ana ilkesi budur. Bu gerçeği kabul edemeyen zihniyetleri darmadağın etmek zorunludur. Şimdiye kadar milletin, beyinlerini paslandıran, uyuşturan bu zihniyette bulunanlar olmuştur.
· Dünyada her ulusun varlığı, kıymeti, özgürlük ve bağımsızlık hakkı, sahip olduğu ve yapacağı uygar eserlerle orantılıdır. Uygar eser meydana getirmek yeteneğinden yoksun olan uluslar, özgürlük ve bağımsızlıklarından soyutlanmaya mecburdurlar. Dumlupınar, 30.08.1924.
· Milletimizin hedefi, milletimizin ideali bütün dünyada tam anlamı ile medeni bir sosyal toplum olmaktır. Bilirsiniz ki, dünyada her kavmin varlığı, kıymeti, hürriyet ve bağımsızlık hakkı, sahip olduğu ve yapacağı medeni eserlerle uyumludur. Medeni eser meydana getirmek yeteneğinden yoksun olan kavimler, hürriyet ve bağımsızlıklarını kaybetmeye mahkumdurlar. İnsanlık tarihi baştan başa bu dediğimi doğrulamaktadır. Medeniyet yolunda yürümek ve başarılı olmak, hayatın şartıdır. Bu yol üzerinde duraksayanlar veya bu yol üzerinde ileri değil geriye bakmak cahilliğinde ve gafletinde bulunanlar, medeniyetin coşkun seli altında boğulmaya mahkumdurlar. Medeniyet yolunda başarı yenileşmeye bağlıdır. Sosyal hayatta, ekonomik hayatta, ilim ve fen sahasında başarılı olmak için tek gelişme ve ilerleme yolu budur. Hayata egemen olan kuralların zamanla değişmesi, gelişmesi ve yenilenmesi zorunludur. Medeniyetin buluşlarının, tekniğin harikalarının, dünyayı değişiklikten değişikliğe uğrattığı bir çağda, asırlık köhne zihniyetlerle, geçmişe bağlılıkla varlığın korunması mümkün değildir.
· Ülkeler çeşitlidir, fakat uygarlık birdir ve bir ulusun ilerlemesi için de bu tek uygarlığa katılması gerekir. (AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt III, s.91)
· Dünyada her topluluğun varlığı ve değeri, özgürlük ve bağımsızlık hakkı, sahip olduğu ve yapacağı uygar yapıtlarla orantılıdır. (1924, Dumlupınar) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 187)
· Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük uygar özelliği, büyük uygarlık yeteneği, bundan sonraki gelişimi ile geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. (1933, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 319)
· İnsanlar olgunlaşmak için bazı şeylere gereksinim vardır: Bir ulus ki resim yapmaz, bir ulus ki heykel yapmaz, bir ulus ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o ulusun ilerleme yolunda yeri yoktur. Oysaki bizim ulusumuz, gerçek nitelikleriyle uygar ve ileri olmaya layıktır ve olacaktır. (1923, Bursa) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 71)
· Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en gerçek yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin emir ve isteğini yapmak, insan olmak için yeter. (1925, Kastamonu) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 225)
ÜLKE
· Ülke mutlaka modern, uygar ve yepyeni olacaktır. Bizim için bu, yaşam davasıdır.1923
YAŞAM
· Yaşam savaşımdan ibarettir. Bundan dolayı yaşamda yalnız iki şey vardır. Yenmek ve yenilmek.18. 03. 1923, Tarsus
· Bizim dünyamız- bilirsiniz- topraktan, sudan ve havadan unutulmuştur. Yaşamın da esas unsurları, bunlar değil midir? 03. 05. 1935, Havacılık Hakkında Konuşma.
· Yaşamda tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek kuşakların onuru, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir.17. 03. 1937, Ankara Palas. Romanya Dışişleri Bakanı Antonescu ile Konuşma
· Biz, ilhamlarımızı, gökten ve bilinmeyenden değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz. (1937, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 423)
· Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, boş inançların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. Geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan uluslar, yaşamı, akla ve gerçeklere uygun olarak göremez. Böyle uluslar, yaşama geniş açıdan bakan ulusların egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur.
· İnsanların yaşamına, çabalarına egemen olan güç; yaratma, yeni bir şey bulma yeteneğidir. (ÂFETİNAN, A., Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, İş Bankası Yayınları, s.272)
ZAFER-BUYÜK ZAFER
· Dünyada zaferlerin iki vasıtası vardır biri kılıç diğeri saban. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 120)
· 30 Ağustos’ta yönettiğim savaş, Türk Ulusunun yanımda bulunduğu halde yönettiğim ilk ve son savaştır. Bir insan kendini, ulusla beraber hissettiği zaman, ne kadar kuvvetli buluyor bilir misiniz? Bunu tarif zordur. Eğer ben, açıklamakta zayıf kalırsam beni hoş görünüz. 30. 08. 1928, Basın Mensuplarına Demeç
HAZIRLAYAN: Prof. Dr. Zeynep KORKMAZ, Ankara 2000
KAYNAKÇA:
1. Atatürk, Nutuk, Vesikalar, Cilt 3, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü, İstanbul 1967
2. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri I-III, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara 1997
3. Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri
4. Atatürk, Arıburnu Muharebeleri Raporu, Ankara 1968
5. Atatürk, Anafartalar Muhaberatına Ait Tarihçe, Tarih Kurumu Yayını, Derleyen: Uluğ İĞDEMİR, 1962
6. Atatürk, Mustafa Kemal, Bölüğün Muharebe Eğitimi, Ankara 1995
7. Atatürk, Zabit ve Kumandan ile Hasbihâl, Ankara 1981
8. Atatürkçülük, Atatürk’ün Görüş ve Direktifleri, Birinci Kitap, Genel Kurmay Başkanlığı
9. ATAY, Falih Rıfkı, Atatürk’ün Bana Anlattıkları, İstanbul 1955
10. AFET İNAN, A. Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Ankara 1959
11. AFET İNAN, A. M.K. Atatürk’ün Karlsbad Hatıraları, Ankara 1983
12. AFET iNAN, Atatürk’ten Yazdıklarım, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1981
13. AFET İNAN, Medeni Bilgiler ve M.K. Atatürk’ün El Yazıları, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara 2000
14. BELLETEN, Türk Tarih Kurumu, Cilt XXXII, No.: 128, 1968
15. İNAN, Arı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 Eskişehir-İzmit Konuşmaları, Ankara.
16. İNAN, Arı, Düşünceleriyle Atatürk, Türk Tarih Kurumu, 1999
17. KARAL, Enver Ziya, Atatürk’ten Düşünceler, MEB. Yayınları, Ankara 1981
18. KOCATÜRK, Utkan, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara 1999
19. KOCATÜRK, Utkan, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Yayını
20. Uluğ İĞDEMİR, Atatürk, Anafartalar Muhaberatına Ait Tarihçe, S. XV-XVII, 1990
21. ÖNDER, Mehmet, Atatürk’ün Yurt Gezileri, T. İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1998
22. Sümerbank Dergisi, Cilt 3, Sayı 29, 1963
23. Millet Dergisi, Sayı: 16, 1948
24. Türk Kültürü Dergisi, 1969
25. Yücel Dergisi, Cilt X, Sayı 57, 1939
26. 23 Nisan 1921 Tarihli Ankara Gazetesi
27. 05 Ekim 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi
28. 14 Haziran 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi
29. 30 Kasım 1939 Tarihli Ulus Gazetesi.
30. Mustafa Kemal’den Atatürk’e, Kültür Bakanlığı Yayını No.1476, Cilt: I, II. (1994)
31. Atatürk ve Çevresindekiler, Kemal Arıburnu, T. İş Bankası Kültür Yayını No: 336/31
Comentários