top of page

Deniz Harplerinde Aldatma...

Güncelleme tarihi: 27 Haz 2023

Derleyen:

Dz. Kd. Yzb. Mehmet ASAL


Bu yazı 1982 yılında kaleme alınmıştır.



Aldatma hile yaparak, hareket ve faaliyetlerimizi aslından başka şekilde göstererek veya yanlış bilgi vererek düşmanı yanıltmak, onun kendisine zararlı ve dolayısıyla bize yararlı olacak yönde hareket etmesini sağlayacak faaliyetlerde bulunmaktır.


Yıllardan beri ordular, harpte aldatma tedbirlerine başvurmuşlar ve uyguladıkları hileler sayesinde amaçlarına kolaylıkla, süratle ve etkili biçimde ulaşmaya çalışmışlardır. Bu alanda, HOMEROS ‘un "Pruva Atı" mitolojik bir örnekse, “Alparslan’ın MALAZGİRT te ve Osmanlıların birçok meydan muharebesinde uyguladıkları "cephedeki birliklerin kasıtlı olarak geri çekilişleri ve onları takip eden düşmanın iki yandaki OSMANLI süvarileri tarafından kuşatılarak yok edilmeleri” de taktik bakımdan birer parlak aldatma Örneğidir,


Aldatma, yalnız harbe özgü ve sadece askerler tarafından öngörülen ve uygulanan bir tedbir dizisi değildir. Aynı zamanda diğer sektörlerin bazısını, özellikle siyasal ve teknolojik çevreleri ve barış zamanını da kapsamına alır. Siyasetin, stratejik aldatma ve dolayısıyla taktik alanda baskın sağlama bakımından oynadığı seçkin role önemli role seçkin örnekler olarak II.nci Dünya Harbinde Japonların Pearl Harbour’da ki Amerikan deniz gücüne taarruz için yöneldikleri sırada, Washington’da maksatlı olarak uzattıkları siyasal görüşmelerle ABD Dışişleri Bakanlığı’nı oyalamaları" ve "KIBRIS Barış Harekâtı öncesi, TÜRK Hükümetinin yoğun dış temaslar arasında harekâtı gizlemesi" gösterilebilir.


Her aldatma planında, desteklediği harekât planı için bir dereceye kadar hesaplı bir tehlike vardır. Bu tehlike derecesi değerlendirilmeli ve aldatma planı uygulandığı takdirde, göze alınmalıdır.


Aldatma, ancak sınırlı bir zaman için etkilidir. Bunun muhtemel süresinin doğru olarak tahmini, düşman psikolojisinin ve istihbarat yeteneğinin bilinmesini gerektirir. Yine, bir muharebede tatbik edilmiş ve başarılı olmuş bir tedbir, başka bir durumda aynı sonucu vermeyebilir. Her olay, cereyan ettiği genel ve özel duruma göre değerlendirilmelidir.

Bu yazıda, bugüne kadar uygulanmış deniz harplerine ait bazı örneklere yer verilecektir. Bu örneklerin İlk kısmını I.nci Dünya Savaşı ÇANAKKALE Cephesi’ne ait olaylar teşkil etmektedir,

ÖRNEK – I

ÇANAKKALE muharebeleri sırasında gizlice MARMARA denizine girebilen İNGİLİZ denizaltıları, TÜRK Deniz ulaştırmasını engelleme konusunda çok etkili oluyorlardı.

İNGİLİZ denizaltıları daha ziyade gizli hareket ederek veya avlarının geçeceği bölgede su altında pusuda bekleyerek, taarruzlarını yapıyorlar ve bazen de aldatmaya başvuruyorlardı.

21. MAYIS 1915’te İNGİLİZ denizaltısı E-11, ÇANAKKALE Boğazını geçtikten sonra küçük bir TÜRK yelkenlisini zapt etmiş ve kendi gövdesini kuleye kadar suyun içine sokup, bu durumda Yelkenlinin yelkenlerini rüzgâra göre düzenledikten sonra, bir yelkenliyi bordasına bağlamıştı. Böylece, E-11 doğudan esen rüzgarla yol alan veya rüzgâr esmediği zaman esrarengiz şekilde yoluna devama çalışan masum bir yelkenliden başka şey değildi.

Denizaltı, bu perdenin arkasında, yüzen her şeye karşı ümitle dolu olarak gözetleme yaptı ise de hile başarısızlığa uğradı.


Zira TÜRKLERİN, KİLÎTBAHİR-ÇANAKKALE hattından evvelce geçmiş olan E11’den başka, bir İNGİLİZ denizaltısının daha Boğaz’dan geçtiğini tespit etmiş olduklarından, gemiler bulundukları limanları terk etmiyorlardı.

(Büyük Harpte İngiliz Denizaltılarının Menkıbesi, William Guy Carr, Sayfa 13-33)

ÖRNEK II

İNGİLİZ QUEEN ELIZABETH zırhlısı, aldığı isabet ve makinalarında meydana gelen arıza sebebiyle, tamir görmüştü. Tamirden sonra deneme seyri yapan gemi, 18 Nisan 1915 günü GELİBOLU yarımadası sahillerine paralel bir rota ile hareket ediyordu. Bu seyir sonunda gemi, ILIMLI adası koyuna demirlerken üç ilginç geminin yanından geçmişti. Hatıratında, bunların, aslında eski yolcu gemileri olduğunu belirten General HAMILTON, TÜRKLERİ şaşırtmak için bu gemilere sahte bacalar, ince saçtan toplar ve uydurma direkler ilave ediliyor, bordaları boyanıyor, kısaca “ TIGER”, ”INFLEXIBLE” ve “INDOMITABLE” dretnotlarına benzetiliyordu” diyor. “ÇANAKKALE SEFERİ” nin yazarı Fransız FER CHARLES RAUX da açıklamalarında, İNGİLİZLER tarafından yapılan bu sahte gemilere TÜRKLER ’in birçok, mermi sarf etmiş olduklarını anlatmaktadır.

(Gelibolu Harekâtı, Robert Rhodes James, sayfa 75)

ÖRNEK III

ÇANAKKALE Muharebelerinde, 22 Haziran 1915 tarihinde oldukça ilginç bir olay cereyan etmişti. Boğazın MARMARA yönündeki Baykuş Bataryası nöbetçileri, saat 17.00’ a doğru ufak bir geminin uluorta Boğaz’ a girmekte olduğunu haber verdiler. Bataryanın denizci olan subayları dürbün başına koştukları zaman, gerçekten HALİÇ hattına ait ufak yolcu vapurlarından birinin SARISIĞLAR Bölgesinden geldiğini gördüler. Boğazlar Genel Müfettişliğinden, böyle bir gemi geleceğine dair herhangi bir resmi veya özel bildiri alırmış değildi. Derhal telefonla Boğazlar Genel Müfettişliğinden talimat istendi. Neden sonra gelen emirde tekneye ateş açılması bildirildiyse de gemi KÂRÂNFİL Burnu’nu dönmüş olduğu için, bu emri yerine getirmek mümkün olmadı. Diğer bataryalar da Türk bandıralı gemiye ateş etmekte tereddüt ettiklerinden, bu ufacık tekne yavaş yavaş bütün boğazı geçip Ege’ye açılma imkanını bulmuş oldu. İşte tam bu sırada, açıklardaki İngiliz gemilerinden HALİÇ vapuru üzerine ateş açıldı ve birkaç isabet aldıktan sonra gemi tutuştu. İçlerinden bir kısmı kendilerini denize attılar ve kontrolsüz kalan geminin burnu sahile döndü. Bunun üzerine, acele olarak yetişen iki İngiliz muhribinden biri denize dökülenleri toplarken, diğeri de HALİÇ Vapuruna aborda olarak içindekileri boşaltmaya başladı. Bu iş bittikten sonra da iki muhrip alev alev yanan gemiyi kendi haline bırakarak uzaklaştı.


İş işten geçtikten sonra edinilen bilgi HALİÇ vapuru ile güpe gündüz Boğazdan geçenlerin, Marmara’da bozulan bir İngiliz denizaltısına ait personel olduğunu ortaya koyuyordu. Cüretli bir şekilde uygulanan plan başarıya ulaşmış ve İNGİLİZ denizaltısının bütün mürettebatı, zapt ettikleri TÜRK bandıralı 14 Numaralı HALİÇ vapuru ile, TÜRK topçusunun gözleri önünde Boğaz’ı geçtikten ve kendi gemilerinden açılan ateşi de az zayiatla atlattıktan sonra kurtulmuşlardı.

(ÇANAKKALE 1915, S, Bilbaşar, sayfa 276-277)

ÖRNEK IV

ÇANAKKALE muharebelerine katılmış bir FRANSIZ yazarının anılarında İNGİLİZ GOLYAT muharebe gemisinin, TÜRK MUAVENET-İ MİLLİYE muhribi tarafından batırılışı anlatılmıştır. Yazarın duyduğuna göre, olay şöyle cereyan etmiştir.


13 Mayıs 1915 gecesi saat 01.00’e doğru, ÇANAKKALE Boğazı’nın EGE Denizine açılan yönünden zincir ve demir sesleri ile birlikte, birçok insanın korkunç feryatları işitilmiştir. Ertesi sabah bu seslerin nedeni araştırıldığında, bir TÜRK muhribi, kıç tarafı açık denize dönük olduğu halde, sanki devriye görevi yapan bir İNGİLİZ muhribi imiş gibi, GOLYAT zırhlısına yaklaşmış ve bu hile sayesinde kendisinden şüphe edilmediği için, yakın mesafeden torpidolarını atarak GOLYAT’ı batırmıştır

FRANSIZ yazarın söylentilere dayanarak anlattığı bu olayın oluş şekli tamamıyla hayalidir. Olay gerçekte şöyle cereyan etmiştir,


KEREVİZDERE bölgesindeki FRANSIZ mevzilerini ele geçirmek için TÜRKLER tarafından yapılan devamlı taarruzlara karşı Fransızların harp gemilerinden yardım istemeleri üzerine, her akşam iki muharebe gemisi MORTO koyu açığına gönderiliyor ve bunların ateşleri Türklere bir hayli zarar veriyordu. Bu durum karşısında da 5’nci Ordu Komutanlığı, Boğazlar Genel Müfettişliği’ ne baş vurarak, bu düşman gemilerinin ateşlerine mâni olunmasını istemiş ti. Bu amaçla görevlendirilen MUAVENET-İ MİLLİYE muhribi, Kd. Yzb., Ahmet SAVLET komutasında olmak üzere, 10 Mayıs 1915’te ÇANAKKALE’ ye gelmiştir.


Derhal hazırlıklara başlanmış, gemiye 90 kilo patlayıcı maddeyi havi üç torpido yerleştirilmiştir. Düşmanın torpido ağı kullanmadığı tespit edildiğinden, torpidolara ağ makası takılmamıştır.

12 Mayıs’ta bütün hazırlıklar tamamlanmış saat 1800’de hareket eden MUAVENET, mayın hatlarını geçerek, SOĞANLIDERE önlerinde mayınlı sahanın hemen dışında demirledikten sonra taarruz zamanı olan gece yarısını beklemeye başlamıştır.


13 Mayıs gece yarısı saat 00 30’da demir alan MUAVENET, 8 Knots hızla ve RUMELİ kıyısına sürünürcesine seyre başlamıştır. Saat 01 00’da tam pruvada ESKÎHİSARLIK Burnu’na bordalarını vermiş iki düşman muharebe gemisi fark edildi. Torpido kovanları sancağa çevrilmiş dulumda, ağır yolla seyre devam olunurken, öndeki İNGİLİZ gemisi GOLYAT tarafından ışıldakla “O” işareti verilerek parola soruldu. Bu işarete aynen karşılık veren MUAVENT, İNGİLİZ gemisinin bir anlık tereddüdünden de faydalanarak derhal hücuma geçti ve saat 01 15’te 300 metre mesafeden üç torpidosunu ateşledi. Torpidolardan biri GOLYAT’ın köprü üstü hizasına, İkincisi baş baca altına ve üçüncüsü de kıç tarafa vurarak gemiyi kısa zamanda batırdı,

(Büyük harpte IZONZO yarması, Bana RITTER, Sayfa 255-257)



Yukarıda I.nci Dünya Savaşı ÇANAKKALE Cephesine ait aldatma örneklerinden "bahsedilmiştir. Aşağıda ise, I.nci Dünya Savaş diğer tüm cephelerine ve II.nci Dünya Savaşına ait bazı aldatıma örneklerine yer verilecektir.

ORNEK-I

II. nci Dünya Savaşında, JAPON vurucu gücünün PEARL HARBOUR’a doğru yaptığı uzun seyir esnasında JAPON "Gizli Donanması'na dahil Özel" tipte ve özel maksatlar için yapılmış küçük denizaltılar, bu filodaki büyük gemiler tarafından taşınarak görev alacakları yerlere kadar götürülmüşlerdi. Bu gizli denizaltılardan kurulu bir filo, 6 ARALIK 1941 günü, PEARL HARBOUR’a 100 mil mesafede denize indirildi ve limana doğru son süratle sevk edildi, OAHU Adası kıyılarına yaklaşınca birçok mayınlı sahadan geçmek gerekti. Bu iş ustalıkla başarıldı.

Amerikalılar, liman ağzındaki giriş-çıkış geçidini kapayan ağı kaldırdıkları zaman bu küçük denizaltılar gizlice limana girmeyi başardılar. Bunlar, taarruzları hava kuvvetleriyle birlikte tertip ve planlamış olduğundan, liman içinde dalmış olarak saatlerce uçakları beklediler. Baskın, bir yıldırım darbesi gibi çabuk yapıldıI. Bir taraftan denizaltılar evvelce tespit edilmiş hedeflere torpido taarruzu geliştirirken, uçaklar da aynı hedeflere bombalarla taarruz ediyor, bu suretle, dikkatleri kendi üzerlerine çekerek Amerikalıların deniz içindeki tehlikeden habersiz kalmalarını sağlamaya çalışıyorlardı.

ORDU DERGİSİ, Sayı 154, HAZİRAN 1950)

ÖRNEK-II

1944 yılı başlarında MARSHALL Takımadalarına yapılan Amerikan çıkarması; Japonları baskına uğrattığından, Donanma ve Hava Kuvvetlerinin uzun boylu bir ateş desteğine bile lüzum kalmadan, harekât başarılı olmuş ve adanın çıkarma yapılan Kwajelein kesimi iki gün içinde ele geçirilmiştir. (31 OCAK 1944)


Bu çıkarma harekâtında, aldatma şu şekilde sağlanmıştır:

Çıkarmadan önce üstün Amerikan Hava Kuvvetleri, aralıksız hava taarruzlarıyla adanın doğusundaki ikmal depolarıyla hava meydanlarını tahrip ederek Japonların dikkatini bu bölgeye çekti, JAPON ihtiyatlarının yavaş yavaş bu kesime kaydırıldığını da saptayan müttefikler, çıkarmayı JAPON Kuvvetlerinden uzakta bulunan KWAJALEIN Bölgesine yaparak, Japonları aldattılar. Bu sayede ciddi bir direnmeyle karşılaşmadan, süratle kıyılara çıkmak mümkün oldu. Harekâtın devamında da buna benzer aldatmalarla sağlanan baskınlar sayesinde, adalar tamamen müttefiklerin eline geçmiş oldu.


Bu çıkarmada Japonların 8000 kaybına karşılık, AMERİKALILAR’ ın 400 kişi gibi çok az bir kayba uğramaları, aldatma sayesinde sağlanan baskının önemini göstermektedir.

(II NCİ DÜNYA HARBİNDE ÇIKARMALAR, GENKUR.BŞK.Sf.71)

ÖRNEK-III

Müttefiklerin Filipinler’e direkt taarruzları 12 EYLÜL 1944’te başlamıştı. LUZON, MİNDANAO ve diğer adalara, havadan ve denizden olmak üzere ağır bombardımanlar yapıldı. Ekim ayı ortalarında, Amerikalılar LEYTE Adasına çıkmışlardı. Burada 114.000 asker ve 200.000 ton malzeme kıyıya çıkarılmıştı. Amfibi kuvvetin büyük bir kısmı çekilmiş olmakla beraber, 50’den fazla LIBERTY (Personel Taşıyıcı Gemi), LST ve diğer tip gemiler LEYTE Körfezinde demirli bulunuyorlardı. Bu sırada Singapur’da bulunan JAPON 1 nci Dz.G.K. bu gemilere taarruz görevi aldı. Güney Çin Denizi’nden LEYTE Körfezine girebilmek için iki boğaz vardı.

1. Samar Adası kuzeyindeki SAN BERNARDIO,

2. Mindanao ve Leyte Adaları arasındaki SURGİAD Boğazı


JAPONLAR birinci yolu seçtiler.

Koramiral KURÎTA’nın komutasındaki JAPON Görev Kuvveti, evvela BORNEO Adasındaki BRUNCİ Limanına intikal ederek; burada yakıt ikmali yaptıktan sonra iki grup hâlinde hareketle, SAN BERNARDIO Boğazı’ndan geçerek 25 Ekim 1944 sabahı, iki grup birden Leyte Körfezindeki Amerikan Çıkarma Filosuna hücum ederek tahrip edeceklerdi.


Bu planın başarı ile uygulanabilmesi için LEYTE’deki amfibi harekatın desteğini sağlayan Amiral HASLEY emrindeki Amerikan 3 ncü Filosunun aldatılması ve görev yerinden uzaklaştırılması lâzımdı. Ancak bu takdirde Koramiral KURİTA emrindeki Japon G.K., deniz savaşma girişmeden LEYTE Körfezine girebilirdi. Bunun için JAPONLAR, Koramiral OZAWA’nın emrinde üç uçak gemisini de ihtiva eden bir aldatma kuvveti teşkil ettiler. Bu kuvvet LUZON Adasına doğru kuzey yönünde seyretti. Bu filoya mensup KAMIKAZE (intihar) uçakları Amerikan gemilerine taarruz ettiler. Bunun üzerine OZAWA’nın aldatma kuvvetlerine kanan Amerikan 3 ncü Filosu, bu uçak gemilerinin peşine takılarak hızla kuzeye doğru harekete geçti. İki kuvvet arasında, bir takip ve mücadele başladı.


Şafak vakti OZAWA’nın aldatma kuvveti, ENGANO Burnu doğusunda ve İmparatoru için ölüme hazır durumdaydı. Saat 07.12'de ilk Amerikan uçakları güneydoğu istikametinden görülünce OZAWA, aldatma planının tamamen başarılı olduğunu anlamıştı.

Amerikan 3 ncü Filosu, o gün OZAWA’nın kuvvetlerine ağır zayiat verdirdi; fakat SAN-BERNARDIO Boğazı da tamamen himayesiz kaldı. O kadarki; bu sularda artık karakol yapan denizaltı bile kalmamıştı.


Amiral KURİTA komutasındaki kuvvetler, sabahın erken saatinde LEYTE’deki Çıkarma Filosuna taarruz ederek ağır zayiat verdirdiler.


Amerikan 7’nci Filosu Komutanı Amiral KINKAİD, durumu öğrenince olay yerine en yakın olması gereken 34 ncü Filoyu görevlendirmek istediyse de bu filonun OZAWA’nın aldatma kuvvetlerin peşine takıldığını öğrendi. Böylece, elindeki eski tip gemileri yeniden gruplandırarak, ancak üç saat sonra etkili olabilecek tertipler almaya koyuldu. Fakat kısa bir süre sonra, Amiral KURİTA’nın muharebeyi keserek çekilmekte olduğu haberi geldi,

O anda Amerikalılar buna bir anlam veremedilerse de sonradan KURİTA ‘nın aldatmanın başarılı olduğundan haberdar olmadığı, o saate kadar OZAWA’dan bir rapor alamadığı, bu yüzden endişelenerek geri çekilmek zorunda kaldığı anlaşıldı.

(llustrated Story of World War II, The Reader’s Digest Association İnc. Sayfa 458)

ÖRNEK-IV

I. nci Dünya Harbi esnasında ALMAN Denizaltıları, İNGİLİZ ticaret gemilerinden başka, balıkçı gemilerini de batırmaya başlamışlardı. Bu durum karşısında İNGİLİZLER de yeni bir "Tuzak gemisi" yaparak ALMAN denizaltılarını avlamayı başardılar.


Bunda, bir İNGİLİZ balıkçı gemisi "yem” vazifesi görüyor; aynı zamanda 100 kulaç uzunluğunda, 8. 76 cm. kalınlığında bir çelik halat ve bir telefon kablosu ile kıçtan bağladığı bir İNGİLİZ denizaltısını da su altından yedeğinde çekiyordu. ALMAN denizaltısına rastlandığı zaman balıkçı gemisi, yedekte çektiği kendi denizaltı gemisinin halatlarını fora ederek kaçmaya çalışıyor ve bu suretle, kendisini kovalamaya teşebbüs eden ALMAN denizaltısının İNGİLİZ denizaltısı tarafından avlanmasını sağlıyordu.


Bu hilenin ilk uygulaması MAYIS 1915'te yapılmış ve yedekteki C-24 İNGİLİZ denizaltısı, bir ALMAN denizaltısını 500 metreden isabetli atışlar yaparak batırmıştı.

Bir ay içerisinde iki denizaltılarının esrarlı şekilde kaybolmasından şüpheye düşen ALMANLAR, kendi denizaltılarına garip bir usulün tatbik edilmekte olduğunu tahmin etmişler ve bunun esasını anlayıncaya kadar, balıkçı filolarından uzaklaşmaya karar vermişlerdir.

(Büyük Harpte İngiliz Denizaltılarının Menkıbesi, William Gur CARR, Sayfa, 91-93)

ÖRNEK V

I.nci Dünya Savaşı sırasında İNGİLİZLER, müttefikleri Rusya’nın, Doğu cephesinde ALMANLAR’ a karşı taarruza geçmek suretiyle, batıya sevk edilmekte olan ALMAN takviye kıtalarının Doğu cephesine çevrilmesini sağladıkları ve böylece Batı Cephesi’nde ALMAN gücünün artmasına mâni oldukları için onlara şükran borçluydular.


Buna bir karşılık olmak üzere, İNGİLİZLER’ de, ALMANLAR’ ın gerek İSVEÇ Denizine gittikçe artan ihtiyaçlarını temin etmelerine mâni olmak, gerekse Baltık Denizi'ndeki RUS gemilerini ALMAN taarruzlarından kurtararak bu denizde son bulan RUS cephesine ALMAN ordularının baskısını dolaylı olarak azaltmak maksadıyla, Baltık Denizindeki ALMAN deniz ulaştırması ile donanmasının harekâtına daha etkili biçimde müdahaleye ve bunun için de Baltık karakollarını takviyeye karar verdiler.


Bu karar gereğince, 4 Âdet C Sınıfı INGİLİZ denizaltısı, RUSYA kuzeyindeki nehir ve kanallardan geçirilerek ve zaman zaman da trenle nakledilerek BALIIK Denizi’ne gönderildi. Bu denizatılar gereği gibi donatıldıktan sonra, ALMAN deniz ulaştırmasını baltalamaya başladılar. Halbuki, ALMANLAR, BALTIK Denizi’nin girişi olan SKAJERAK Boğazı'nı kontrolleri altında bulundurduklarından, bu denize hiçbir İNGİLİZ denizaltı gemisinin girebileceğine ihtimal vermiyorlardı.

(Büyük Harpte İngiliz Denizaltılar mm Menkıbesi, William Gur CASH, Sayfa 59)

Bu yazıda, bugüne kadar yapılan deniz harplerinde uygulanan bazı aldatmalar örnekler şeklinde sunulmuştur. Bu örnekler kitaplara geçmiş sayısız benzerleri arasında benim derlediğim birkaç tanesidir. Deniz Harp tarihi yazılı hale gelmiş veya gelememiş daha nice örneklerle doludur.


Yüzyılımızda teknolojik alanda, Özellikle elektronik sahada başarılan büyük gelişmeler sonucu, aldatma tekniği de daha ince, elastiki ve ayrıntılı bir nitelik kazanmıştır. O kadar ki "düşmanı şerefli ve mertçe yapılan bir savaşta yenmeli ve onun moral gücünü yalnız cesaretle kullanılan kılıcın zaferiyle yere sermelidir" diyen Feldmareşal HİNDENBURG, adeta unutulmuş, buna karşılık " harpte asıl silahın yerini aldatma ve gizleme almıştır. Topyekûn savaşta kullanılan her şeyi başarı, yalnız başarı haklı çıkarır" görüşünde olanlar ön plana çıkmaya başlamıştır.

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

bottom of page