DEPREMİN TÜRKİYE EKONOMİSİNE ETKİSİ Özet
- mehmetasal
- 5 Mar 2023
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 26 Tem 2023
YAZAN: Mehmet ASAL

Türkiye nüfusu kabaca 85 Milyon. Depremden etkilenen bölge nüfusu 13,4 Milyon. Yani nüfusun %15’i kadar.
Türkiye’de toplam 81 il var. Depremden etkilenen il sayısı 10. Daha sonra bu illere Elazığ’da eklenmiştir. Ancak bu illerden büyük hasar gören asıl il sayısı 7 dir.
Bu illerin MİLLİ GELİRE KATKISI %9,3, TARIMA KATKISI %14,3 dür.
Türkiye genelinde kişi başına 9.600 dolar olan milli gelir deprem illerinde ortalama 5.600 dolardır. Türkiye gelir ortalamasını 10 kabul edersek bölge aslında 5,5 seviyesindedir.
Bölge daha çok OSB tarzında sanayileşmiştir. Sanayi tesisleri dağlık ve sağlam zeminli bölgede olduğundan iskân edilen yerler kadar hasar görmemiştir. Bu nispeten olumlu bir durumdur.

Bu 11 ilin en fazla katkısı olan sektörler ise;
TEKSTİL, HAZIR GİYİM, ÇELİK, ÇİMENTO, ENERJİ, GIDA VE TARIM’dır.
Depremde yaklaşık 50 000 can kaybı, 50 000 ciddi yaralı var. Bu sayı elbette ki insan gücü bakımından önemli bir kayıp ancak bölgenin Milli Gelire katkısı nispeten düşük olduğu ve 2-3 ay içerisinde tarım ve sanayii tesislerinin tekrar % 80-90 faaliyete geçebileceği dikkate alındığında Milli Gelirde olacak kaybın, 3 aylık gecikme süresi bile dikkate alındığında %9,3 değil ancak % 2 civarında olacağı değerlendirilmektedir.
Tarıma olan katkı da benzer şekilde ele alınabilir. Burada en ciddi kayıp ölüm ve iş göremezlik nedeniyle kaybedilecek vasıflı insan sayısıdır. Bunun da Türkiye’de toplam 30 Milyon olan nitelikli işgücü içinde orantısal olarak büyük olmadığı kolayca görülebilir.
Ayrıca ülkede 3,5 milyon işsiz olduğu dikkate alındığında, deprem bölgesine kaydırılabilecek işsizlerle bu konudaki açığında kapanabileceği düşünülebilir.

Bölge de en büyük sıkıntı Eğitimin eskiye döndürülmesi ve şehirlerin inşasıdır.
Bundan sonra yapılacak en ciddi çalışma, inşaat sektörü alanında olacaktır. Hem Türkiye’nin hem de bölgenin bu konuda önemli bir avantajı vardır. Demir-çelik ve çimento bölgenin güçlü sektörleridir. Keza enerji bakımından da bölge de herhangi bir sıkıntı yoktur. Ayrıca; Türkiye inşaat malzemeleri ihracatında dünya 5.ncisidir. 2021 yılı rakamlarına göre Türkiye'nin inşaat malzemeleri ihracatından aldığı pay 30,83 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İnşaat malzemeleri ithalatı ise 8,6 milyar dolardır. Bu sektördeki ithalatın esasını; hurda demir-çelik, akaryakıt ve enerji oluşturmaktadır.
SONUÇ: Türkiye’nin inşaat sanayiindeki avantajları, bölgenin aynı konudaki imkanları, depremden etkilenen alanın coğrafi olarak büyüklüğüne rağmen milli gelire olan etkilerinin düşük olduğu dikkate alındığına; ciddi bir planlama, dürüst çalışma ve projelerle birkaç yıl içerisinde bölgenin eskisinden daha iyi bir hale getirilebileceği ve bunun da sanıldığı kadar 80-100 Milyar Dolar bir maliyeti olmayacağı, bu modellemenin tüm ülkeye de örnek olabileceği değerlendirilmektedir. Elbette ki giden canlar en büyük kaybımızdır. Hepsinin ruhu şad olsun.
Çok güzel ve içi dolu olan aydınlatıcı yazı nedeniyle teşekkür ederim. Çok merak ettiğim fakat bugüne kadar çok üzerinde duran kimseyi göremediğim bir konu var. Hani deniz kumunun kullanılması depremde yıkıcı etki ediyor deniyor, Nehir ve dere kumu olması gerekiyor, onun da çakıllarının büyük olması yine yıkıma neden oluyor deniyor. Biz, memleketimizde ev yaparken iki derede de çakıl ve ince kum toplamağa gidiyorduk, bizden önce derelerin kumunun şirketler tarafından toplanmış olduğunu görürdük . Sonuçta aylarca dere kumu peşinde kum savaşları yaparak bir binamızı inşa edecek kadar dere kumu zor toplayabildik. Yani dere kumu ve hele çakılsızı öyle çok rahat bulunabilir malzeme değil. Bir de düşünün 700 bin -1 milyon konutluk dere kumu bulabilmek nasıl mümkün olur? Yani o dere ku…