Neden Sürekli mutsuzuz?...
- mehmetasal
- 2 May 2022
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 27 Haz 2023
NEDEN SÜREKLİ MUTSUZ VE HUZURSUZUZ?

DERLEYEN : Mehmet ASAL
Etrafınızda devamlı olarak kötü haberler paylaşan, sürekli sizleri huzursuz edici haberler ileten kişilerin sayısı ciddi ölçüde çoğaldıysa yapmanız gereken üç şey vardır.
O kişilerle ilişkiyi ve haberleşmeyi askıya almak, asgari seviyeye indirmek,
Kullandığınız sosyal medya kanallarını bir süre kapamak veya azaltmak,
Derhal spor, kitap okuma, müzik dinlemek dahil yeni hobiler kazanmak.
İngiltere’de Oxford Üniversitesinin yaptığı ve geniş çaplı katılımla gerçekleştirilen bir araştırma sonucunda ortaya çıkmıştır ki; (https://www.psych.ox.ac.uk/news/how-has-covid-19-impacted-on-peoples-vulnerability-to-mental-illness-and-depression/search?category=covid-19)
Özellikle PANDEMİ’nin başlamasından sonra hemen herkes evine kapandığı için, Hobisi olmayan, okumayı sevmeyen kişiler en kolay ve tek şeye sığındı.
Sosyal medya fırsatçılığı.
Sosyal medya ağları üzerinden kendisini mutsuz ve huzursuz eden haberleri ve duyumları çok önemli bir şey yapıyormuş gibi paylaşmak.
Hiçbir araştırma yapmadan, ciddi şekilde düşünüp muhakeme etmeden, haberin kaynağını ve doğruluğunu araştırmadan gelen, kendini mutsuz ve tedirgin eden bilgi/haberi derhal bu bende kalmasın dercesine etrafına yaymak.
Bilinçaltı bu gibi konularda şu şekilde tetiklenir ve çalışır:
“Mademki ben mutsuz ve huzursuzum beni mutsuz ve huzursuz eden şeyleri arkadaş ve dostlarım ile de paylaşayım.”
Bu yaklaşım başlangıçta bize Psikolojik bir rahatlama gibi görünse de zamanla karşınızdaki kişilerin de benzer davranışları ve sizinle olan paylaşımları nedeniyle giderek yuvarlanan bir çığ veya heyelan gibi altından kalkılamayacak bir duruma gelir.
Üstelik bu arada aynı haber ve yorumu farklı kaynak ve arkadaş çevresinden alıp okudukça bu fikirler beyninizde adeta perçinlenir. Doğru olamayacak fikirlerin ve paranoyaların en güçlü savunucusu haline gelebilirsiniz.
İletilen bilgi doğru da olsa dezenformasyon da olsa sizi giderek daha bedbaht, daha isyankar, dokunulduğunda patlayacak duruma getirir. Toplumda bunun örneklerini sıkça görmek mümkündür.
Yeşil ışık yandığı anda aracının gazını köklemeyene yapılan klakson uyarıları,
Sonu cinayete veya ateşli silahla yaralamalara sebep olabilecek Yol verdin-vermedin tartışmaları,
Çöpünü veya sigara izmaritini yola atan kişiye duyulan öfke,
Bankada Doları olduğu için bir kriz olur da el konulur mu endişedi taşıyan kişilerin sürekli ekonomik felaket tabloları çizip bu tarz duyumları derhal paylaşmak istemeleri vb.gibi.
Asla mutlu olmak için çaba sarf etmeyen, hayatın iyi yanlarını, güzelliklerini göremeyen, sürekli olarak kendini yönetenlere, amirlerine, halkının bir kısmına karşı haklı ya da haksız kızan insanlar aslında en kolay yolu seçenlerdir. Bu nedenle başkalarının da huzuruna ve mutluluğuna mani olur bu gibi insanlar.
Bir yanlışı düzeltmek için yapacağınız bir şey yoksa ya da size öyle geliyorsa ve bu yanlışlığı sürekli başkaları ile paylaşma gayreti içinde iseniz DİKKAT.
Anksiyete Bozukluğu (Kaygı Bozukluğu) hastalığının pençesine düşmek üzeresiniz.
Kaygı, kişide her an kötü bir şey olacakmış hissi, örneğin her an kötü bir haber alacağı ya da kendisinin yahut yakınlarının başına kötü birşey geleceği endişesi ile giden bir bunaltı duygusudur.
Kişi sıklıkla günlük olaylar karşısında beklenenin üstünde yüksek bir kaygı düzeyi yaşar. Zihni çoğunlukla felaket senaryoları ile doludur. Örneğin çocuğu eve bir saat gecikmeyle gelmiştir, ancak bu gecikme “mutlaka çocuğa araba çarpmıştır”, “birileri çocuğa bir şey yapmıştır” türünden kaygı içeren düşüncelerle karşılanır.
Aslında kaygı günlük hadiselerde herkesin karşılaştığı bir ruh halidir ve aşırı boyutlara ulaşmadıkça bir teşvik aracı olarak insanlara yardımcıdır.
Kaygı Oxford araştırmasında olduğu gibi kişinin günlük aktivitelerini aksatacak hale gelerek başlı başına bir problem meydana getirdiğinde artık hastalık adını alır ve tedavi edilmelidir.
Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişi uzun süren, kontrol etmekte güçlük çektiği bir endişe durumu yaşar. Bu kaygı huzursuzluk veya kendini tetikte hissetme, çabuk yorulma, odaklanma güçlüğü, unutkanlık hissi, sinirlilik, kas gerginliği ve uyku bozukluğu belirtilerinin tamamı ya da bir kısmı ile birlikte bulunur. Kişinin yaşadığı bu sıkıntılar kişinin hayatını olumsuz yönde etkilemektedir.
NETİCE:
Etraftaki felaket senaryolarına kulaklarınızı kapatın. Ne kadar felaket senaryosu dile getirirseniz daha kötüsünü çeker ve yaşarsınız.Zaten bazılarınca ve bazı baskı guruplarınca yapılmak istenilen topluca korku algısı yaratılarak, enerjiyi düşürmek ve bireyleri kurban psikoloji ile zapt etmektir.
Güzellikleri ve mutlulukları paylaşmaya gayret edelim.
Comments