top of page

NUTUK NEZAMAN OKUNABİLİR?

Güncelleme tarihi: 8 Tem 2023

NUTUK “SÖYLEV” NE ZAMAN OKUNABİLİR?







YAZAN: Mehmet ASAL


19 Mayıs’ın 103.ncü yıldönümünde içimde ukte kalan bir konuya değinmek istedim.


Çocukluğumdan beri yaşça benden büyük olanlar, öğretmenlerim her zaman Nutuk’u mutlaka oku, hem de birkaç defa. Her Türk okumalı dediler.


Sene 1965, 12 yaşındayım, Şehzadebaşı Süleymaniye Kütüphanesine üye olmuştum. Jules Verne’inin tüm kitapları çok ilgimi çekiyordu. Başlangıç Bölümleri uzun gelip çok sıkıcı olsa da ilerleyen bölümler bende tam bir merak uyandırıyordu. Kütüphane memurunun ve öğretmenlerimin yol göstermesi ile ağır olmayan bazı Klasikleri de okuyordum.


Yaz tatilinde hemen her gün Fındıkzade’de ki evimizden Süleymaniye Kütüphanesine gidip bir kitap okuyor, kalın ve okuması bitmeyen kitapları da gece için ödünç alıp ertesi gün iade ediyordum.


Çocuk yaşıma rağmen ailemin ve öğretmenlerimin de etkisiyle müthiş bir Atatürk'çü ve Atatürk hayranıydım. O tarihte “Atatürk’ün Askeri” olmamız da gerekmiyordu.


Bir cuma akşamı kütüphane kapanışında Nutuk’u aldım. Amacım hafta sonu kitabı hiç olmazsa yarılamak. Ama o da ne her gün 300-400 sayfa kitap bitiren ben Nutuk’u okuyamıyorum. Daha doğrusu okuyorum da hiçbir şey anlamıyorum. Bana bir şey ifade etmiyor. Hem eski Türkçe bazı ifadeler hem de yaşanan olaylar ve çekilen telgrafları birleştirip, yerine oturtup bir kurgu yapamıyorum. Pazartesi sabahı kitabı iade ederken, Kütüphane Memuru sordu;

- “Bu kadar sürede bitirmiş olamazsın, neden bıraktın”.

- “Hem dili ağır geldi hem de fazla bir şey anlamadım” dedim.

- “Yakında Güncel Türkçesi çıkacak belki onu anlarsın birkaç ay sabret” dedi.


2 sene geçmişti. Türkçeleştirilmişini bir gazete bedava veriyordu. Kuponları biriktirip aldık. O da ne, daha sade olarak Türkçeleşmiş ti ama ben okuduğumda yine bir şey anlamıyordum. Zihni yeteneklerimden bile şüphe duymaya başladım.


Nutuk’u anlayamamam yıllarca sürdü. Her denemem hüsrandı. Okuyup da ne öğreneceğimi anlayabilmem ancak Yüzbaşı olarak Harp Akademilerinde talebeyken mümkün oldu. Zira İnkılap tarihimizi, olayları, akışı artık çok iyi biliyordum. Nutku bu bildiklerimle özdeşleştirerek ve zaman zaman tekrar İnkılap tarihi kitaplarına dönerek inceledim. Notlar aldım. Paragrafları işaretledim.


O zaman anladım ki NUTUK’u okumak, hiç bilmediğiniz Almanca ile bir Almanca kitabı okumak gibiydi. Çünkü nutuk bir tarih kitabı değil ancak Master ve Doktora seviyesinde olaylara ışık tutacak, ispat olacak bir kayıtlar zinciri, ispat vesikasıydı.


Yaşananlar, kırılma noktaları, karşılaşılan sayısız engel ve uğranılan hıyanetlerden sonra Cumhuriyetin ne büyük zorluklarla kurulduğunu, bir dehanın; yanındaki bir avuç gerçek yurtseverle başardığı olağanüstü bir diriliş hikayesi ve bir milletin kuruluş tarihi olduğunu anladım.


Nutuk, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisine karşı planlanan İzmir Suikastından hemen sonra kaleme almaya başladığı, 15-20 Ekim 1927 tarihlerinde Mecliste okunan, 1919'dan 1927'ye dek olan dönemde kendisinin ve silah arkadaşlarının faaliyetlerini belgeleriyle özetlediği konuşmasının metnidir.


Kültür Bakanlığı Yayınevi tarafından (belgeler bölümü dışında) yaklaşık 900 sayfalık bir kitap olarak yayımlanmıştır. Türkiye'nin bu dönemle ilgili en temel resmî tarih kaynağı olma niteliğindedir. Nutuk'un güncel Türkçeye çevrilmiş sürümleri pek çok yayınevi tarafından basılmış, bazıları "Söylev" adını tercih etmişlerdir.


Nutuk; belgeleri sayesinde, Atatürk'ün tarihçi kimliğini de ortaya koymaktadır. Atatürk, yaşanılan olaylarla ilgili kayıtlı belgeleri toplamış ve Nutuk'u yazarken bu belgelere dayanarak icraatlarını özetlemiştir. Nutuk, Atamızın Gençliğe Hitabı ile sona erer.

Nutuk’u okumanın ve anlamanın zorluklarını, ne zaman ve nasıl yapılabileceğini neden açıkladım?

Eğer bir kişi çevresinde daha Üniversite çağına gelmemiş her kime;

- “Atamızın NUTUK’unu mutlaka okumalısın” diyorsa biliniz ve emin olunuz ki o kişi Nutuk’u okumamış, sadece üfürüyordur.


Nutuk’u okumak ve anlamak için Devrim Tarihimizi çok ama çok iyi bilmek ve sonra Nutuk’u onunla birleştirerek yorumlamak gerekir. Ötesi laf-ı güzaftır.


Toplumumuzda halen bir tartışma sürmektedir. Soru şudur:

“Mustafa Kemal’i ayaklanmayı örgütleyip başlatması için Anadolu’ya Padişah Efendimiz mi göndermiştir yoksa kendisi padişaha başkaldırıp Anadolu’ya gizlice mi gitmiştir?


Bu soruyu soran veya cevabını bulamayan kimselerin, Nutku okumak bir yana ellerine bile almadıkları o kadar açıktır ki, Çünkü Nutkun 1.nci sayfasının

“SAMSUN’A ÇIKTIĞIM GÜN, GENEL DURUM VE GÖRÜNÜŞ, başlığı altındaki 2.nci paragrafında Mustafa Kemal Atatürk;


“Saltanat ve halifelik makamında bulunan Vahdettin; soysuzlaşmıştı, kendisinin ve tahtının güvenliğini sağlayacak fikirler düşünerek önlemler araştırmaktaydı. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet; zavallı, onursuz, korkak, yalnızca padişahın isteklerine boyun eğen ve birlikte kendilerini koruyacak herhangi bir duruma boyun eğmişler..... “


Diyerek kendisinin Samsun’a gidişinde Padişahın ve hükümetin, ülkenin kurtarılması ile ilgili bir amaç ve düşüncesi olamayacağını, aksine tam bir gaflet ve hıyanet içinde olduklarını vurgulamaktadır.


Nutuk evlerde bulunup da “Bizde En sade dille yazılmışı var” denilerek hava atılabileceğimiz veya kendimizi entelektüel gösterebileceğimiz bir araç değildir.

Önce Devrim tarihimizi çok iyi bilip, detaylarını ve ispatını onunla tamamlayabileceğimiz bir evrak ve kanıtlar manzumesidir.


Lütfen Nutuk’u okuyalım, okutalım. Ama önce yakın tarihimizi araştırıp, okuyup çok iyi bilerek.

Esen kalın…


Mehmet ASAL

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

bottom of page