top of page

STOCKHOLM ve LİMA SENDROMU veya yeni adıyla ÇELEBİ SENDROMU

Güncelleme tarihi: 8 Tem 2023

YAZAN: Mehmet ASAL

Mehmet Ali Çelebi ismini Internette aratırsanız "TÜRK ASKER VE SİYASETÇİ" olarak yazıldığını görürsünüz.


2007 yılında Ağustos ayında Kara Harp Okulundan mezun olmuş, bir sonraki yıl Eylül ayında tutuklanmış bir kişidir teğmen Çelebi. Toplam Subaylık Süresi 13 ay. Hepsi bu kadar.


Denizciler böyleleri için “Daha ....na deniz suyu değmemiş” derler.


Yani ASKERLİK kısmı hikaye.


Gelelim Siyasete; 2014’te beraat etmiş. 2018’de Milletvekili seçilmiş. Eğer bu 4 yılda biraz siyaset yapabildi ise hepsi o, 30 yaşında tepeden inme bir milletvekili.


Yani SİYASETÇİ kısmı da hikaye, boş bir çuval.


Bu durumda internet sayfalarında yazan TÜRK ASKER VE SİYASETÇİ cümlesi içi doldurulmamış bir yazı.


Peki Mehmet Ali Çelebi kim ki? Şimdi biz niye onu konuşuyoruz?


Teğmen çıktıktan 1 yıl sonra Balyoz Kumpası ile tutuklanan yüzlerce mağdur kişiden, yaşı nedeniyle bizlerin sembol haline getirdiğimiz, buna mukabil kendisine vefa gösterip el uzatanlara yaptığı nankörlük nedeniyle bunu asla hak etmemiş bir kişi. (Bu benim yeni tanımım)


Kendi dururken Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı yapan, Mustafa Sarıgül’ü İstanbul gibi dünyanın 140 ülkesinden daha büyük şehre Belediye Başkan adayı gösteren, Öztürk Yılmaz’ı durup dururken onurlandırmak için milletvekili yapan ama her üçünden de nankörlük dışında bir şey görmeyen adamlardan ne farkı var Mehmet Ali Çelebi'nin?


“2018 kurultayında, Sn. Kılıçdaroğlu’nun listesine alarak onurlandırmasıyla Parti Meclisi üyesi” olduğunu kendisi söylüyor.


Önce CHP’den sonra Memleket partisinden istifa etmeler. “Bir afralar bir tafralar”


Yoksa sen kendini çok önemli bir kişi mi sanmıştın? Yoksa bizler mi seni fazla şımarttık. Sen sadece bir Sembol’dün bizler için. Gençtin ve mağdurdun. Onun için seni benimseyip sevmiş ve idolleştirmiştik. Yoksa sende bir boncuk gördüğümüz için değil.


Sen henüz çok gençtin o zamanlar. Ne 60’ları, ne 80’leri hatta ne de 90’ları bilemezdin.


CHP’den istifa ettiğini ve açıklamalarını öğrendiğimde çok büyük bir hayal kırıklığı yaşamış ve aşağıdaki yazıyı kaleme almıştım.



Şimdi ise son söylediğin”SİYASETİ BIRAKSAM DA 6+1'İ DEĞİL CUMHUR İTTİFAKI DERİM” sözlerinle hayal kırıklığının çok ötesinde tam bir deprem yaşadım Çelebi.


Bu bana; Celladına aşık olmak: "Stockholm Sendromu’ nu çağrıştırdı.


Adını ilk olarak 1973 yılında yaşanan bir banka soygunundan alan 'Stockholm Sendromu' nedir? belirtileri nelerdir? Diye araştırdım.


Herhalde 1973 te belirlenmese adı şimdi “ÇELEBİ SENDROMU” olarak konur ve tanımlanırdı.


"İnsanın kendisini zora sokan ve üzen koşulları kabullenmesi, savunması, sıkıntıya sokan koşulların nedenlerini görmemesi, ezilmesine rağmen ezenin yanında yer alması, hatta ezen kişiye karşı minnet duyması" olarak da tanımlanabilen Stockholm Sendromu; tam olarak, rehinenin kendisini rehin alan kişiyle olası diyalog sürecinde oluşan, duygusal anlamda sempati ve empati oluşması olarak özetlenebilecek psikolojik durumu anlatan bir terimdir.

Stockholm Sendromu’na göre kurban/ezilen durumunda olan topluluk, kendilerini tehditle, şiddet yoluyla ve özgürlüklerini kısıtlamakla yoğun strese sokan kişilerin bakış açısını benimseyebilir. Bu durumda artık kendi bakış açılarına göre bir “kurban/ezilen” durumunda değildirler. İçinde bulundukları durum bir anda meşru ve doğru bir duruma, kendilerini ezen insan da aslında yanlış anlaşılmış bir kişiye, hatta bir tür kahramana dönüşür.


Stockholm Sendromunun tam karşıtı da “Lima Sendromu” dur.


Lima Sendromu, Stockholm sendromunun aksine, rehin alan kişinin rehinesine sempati geliştirmesiyle ortaya çıkan ve rehinesiyle duygusal bağ kurmasına verilen isimdir. Paradoksal bir şekilde, rehin alan kişi kurbanlarıyla empati kurmaya başlar ve bir noktada, kurbanlarının ihtiyaçları ve sağlıkları hakkında endişelenmeye bile başlar.


Şimdi gelinen duruma, senin açıklamalarına, AKP kanadının yorumlamalarına bakıldığında

STOCKHOLM SENDROMU VE LİMA SENDROMU' nu Birlikte yaşadığınız ve yaşatacağınız anlaşılmaktadır.


“Vefakâr CHP seçmeni, Sizlere, yakama Gazi Meclisimizin rozetini takarak beni milletin vekilliği ile onurlandırdığınız için teşekkür ediyorum. Beni sevdiğiniz ve sahiplendiğiniz için teşekkür ediyorum. Ben de sizleri çok sevdim". Demiştin.


Biz de seni çok sevmiştik ama olmadı be teğmenim. Bu yaptığın hiç ama hiç olmadı…

Üstelik şayet sen söylendiği gibi bir asker isen askere de hiç yakışmadı...

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

bottom of page