Türkiye nihayet doğru dilimi buldu. Yaz saati.
- mehmetasal
- 1 May 2022
- 4 dakikada okunur
YAZAN : Mehmet ASAL 28 Eylül 2017

BU YAZININ BİRAZ DAHA HARİTA VE ŞEKİL İÇEREN KAPSAMLISI, 2007 YILINDA TÜBİTAK İLE ENERJİ VE TABİ KAYNAKLAR BAKANLIĞINA TEKLİF OLARAK TARAFIMDAN İLETİLMİŞTİR.
BUGÜNKÜ İLERİ SAAT UYGULAMASININ FİKİR BABASI BU YAZI OLMUŞTUR.
İleri saat uygulaması her yıl Mart ayının son hafta sonunda, Kuzey Yarımküredeki ülkelerde başlatılmakta ve bu ülkeler, Türkiye’de dahil saatlerini 1 saat ileri alarak yaz saati uygulamasına geçmektedir. Bu uygulama Ekim ayının son hafta sonuna kadar sürmektedir.
Türkiye, geçtiğimiz günlerde çıkardığı bir KHK ile bundan böyle Ekim ayında saatlerin geri alınmayacağını ve 365 gün aynı saat diliminin kullanılacağını, böylece İngiltere ile (Grenwich) kış aylarında 3 saatlik bir farkın olacağını kabul etmiştir.
Bu karar coğrafi konumumuz itibarıyla doğrudur. Yanlış olan ise bu yıla gelinceye kadar Türkiye’nin genelde İngiltere ile saat farkını 2 saat olarak uygulamış olmasıdır. Böylelikle yaz aylarında saatlerin ileri alınmasıyla normale dönen saat farkı bu yıla gelinceye kadar ülkemizde kış aylarında saatlerin geri alınması nedeniyle hep hatalı uygulanmıştır.
Yaz saati uygulamasının amacı günün aydınlık saatlerini, insanların uyanık oldukları zamana uydurmak, dolayısıyla evlerde ve sokaklarda yanan lambalar için gerekli enerjiden tasarruf sağlamaktır.
Saatlerin ileri alınmasının asıl amacı gün ışığından daha fazla istifade ederek enerji tasarrufu sağlamaktır. Yaz saati uygulamasına geçiş sürecini hızlandıran en önemli etken, 1974 Petrol Krizi olmuştur. Ve nihayet, 1980’den itibaren bu saat uygulaması bütün Avrupa Birliği ülkelerinde geçerli hale gelmiştir.
Yaz günlerinde gün ışığı, yani aydınlık saatler çok daha uzun olmasına rağmen hala tasarruf için saatlerin niçin bir saat ileriye alındığı çoğunlukla anlaşılmaz. Bunun en kısa açıklaması 'gece zamanını da gündüze katmaktır' ama kişiler zaten karanlık olan saat 24.00’de değil de 23.00’de yattıklarında ülkelerine ne kazandırdıklarını genelde anlayamazlar.
Kış aylarında standart zaman uygulanır. Ancak yaz günlerinde çok uzun aydınlık geçen bir zaman süresi vardır. Amaç bu sürenin başlangıcını ileri kaydırarak, akşam olma süresini bir saat uzatmaktır. Yaz günleri hava çok erken aydınlanır. Gün ışığından tasarrufun sanayinin kullandığı elektrikle ilgisi yoktur. Sanayi, gece de, gündüz de olsa zaten aynı elektrik enerjisini harcar. Fark edecek olan sanayi tesisinin aydınlatılması olabilir ki zaten biz de onu incelemekteyiz. Öte yandan, uygulamayla her yıl, “orta ölçekli” bir hidroelektrik santralin yıllık üretimi kadar tasarruf sağlanır. Türkiye tam olarak 25° 40' ve 44° 48' Doğu boylamlarında yer alan, yaklaşık olarak alırsak 26° - 45° Doğu boylamları arasında kalan bir ülkedir.
Ülkeler, başlangıç ya da 0 boylamı kabul edilen İngiltere’de ki Greenwich meridyeninden olan uzaklıklarına göre 1,2,3,4…v.b. gibi tam sayılarla ifade edilen zaman dilimleri uygularlar.
Zaman diliminin bulunmasında temel esas, her bir boylam derecesi için 4 dakikalık (saat dakikası) fark olduğudur. Buradan bir hesap yaparsak, Türkiye’nin üzerinde yer aldığı boylamlar 26 ve 45 olduğuna göre, 0 boylamına göre zaman farkı da 4x26= 104 dakika ve 4x45=180 dakikadır. Yani 2 ila 3 saat arasındadır.
Yani Türkiye 0 Boylamına göre İngiltere’den 2–3 saat arası bir ileri saat uygulaması gerekirken, biz bu yıla kadar hep 2 saati uygulamış, sadece ileri saat uygulamasına geçince 3 saat farka çıkmış olan bir ülkeyiz.
Diğer bir deyişle Türkiye aslında bu güne kadar hep geri saat uygulaması yapmış bir ülke olmuştur.
ABD’nde bu fark, 0 boylamına göre 4–9 saat arasında geri olmayı gerektirmektedir. Ama ABD bu farkı doğudan batıya doğru 5 ayrı zaman dilimi uygulayarak çözmüştür.
Yani aslında Türkiye’nin de, aralarında 1 saat fark olan 2 ayrı zaman bölgesi uygulaması gerekirken, karışıklığa sebep olmamak için tüm Türkiye’nin her yerinde aynı saat dilimi kullanılmaktadır.
Türkiye daima saatleri yaz saati uygulamasında olduğu şekilde tutma (+3), yani Ekim ayı sonunda geri almama kararıyla çok daha ciddi bir enerji tasarrufu sağlanabilecek aynı zamanda da saatlerin ileri ve geri alınmasının insan bünyesinin biyolojik zamanlaması üzerindeki menfi tesirinden de kurtulacaktır.
Bu “saatlerle oynama” âdeti, alışma yönünden de ciddi farklılıklar göstermektedir. Bazı insanlar için alışılmışın dışında bir saat önce uykuya dalmak ve uyanmak ve günlük hayat ritmini yeni rejime kolaylıkla uyarlamak sorun teşkil etmeyebilir. Ama herkes için bu böyle midir? Bazı insanların kendilerine özgü biyolojik ve buna bağlı olarak psikolojik ritimleri yok mudur? Özellikle de çocukları, yaşlıları ve hastaları düşünün. Öğrencileri ele alın. Mesaiye bağlı olarak çalışan insanları ele alın. Bu çerçevede insanlarla ilişkileri içinde bu saat değişikliklerine bağlı olup da saat ayarlarına akılları yatmayan hayvanları hatırlatanlar bile vardır.
Daha anlaşılır olması için, en kısa ve en uzun gündüzlerin olduğu tarihler ile Türkiye’nin batısında yer alan İstanbul ile en doğu da yer alan Iğdır ele alınarak aşağıda bir tablo hazırlanmıştır. Bu tablodaki saatler güneşin doğuş ve batış saatleri değil, sabah alacakaranlık başlangıç ve akşam havanın kararma saatleridir.

iğimiz yıllarda saatlerimiz Kasım ayı ile Nisan ayı arasında Greenwich’e göre 2 saat ileri olan dilimi kullanmış(+2), Mart ayı son haftasında 1 saat ileri alınarak (+3) dilimine geçilmiş, Ekim ayı Oysa yukarıdaki tablodan da görüleceği gibi, ülkemiz için daima +3 dilimini uygulamak (Ekim ayı sonunda saatleri geri almadan 365 gün aynı saati kullanmak), hem günün aydınlığından en fazla istifade edilmesi bakımından, hem de senede 2 defa saatlerle oynanarak biyolojik ritmin bozulmaması açısından önemli ve olması gereken durumdur.
Bu yeni durumun trafik kazalarının azaltılması yönünden de önemli bir katkısı olacaktır. İstatistikler sürücülerin, uykudan kalkıp işe giderken ortamın karanlık olmasının, tüm gün yorulduktan sonra işten çıkıp eve giderken ortamın karanlık olması durumuna göre dikkat ve kazaların önlenmesi açısından daha uygun olduğunu göstermektedir. Karanlık ilk saatler, karanlık sonraki saatlerden daha tercih edilir bir durumdur.
Saatlerin geri alınmamasının yaratabileceği bir sıkıntı, Batı illerimizde 01 Aralık-10 Ocak tarihleri arasında ortamın aydınlanma saatinin 07.30 ila 08.00 arasında değişmesi nedeniyle öğrencilerin ve çalışanların bu 40 gün süre zarfında karanlıkta yola çıkacak olmaları şeklinde söylenebilir. Aslında Valilikler okul başlangıç saatleri ve işe başlama saatlerini de bu dönemlerde buna uygun olarak ayarlama yetkisine sahiptirler.
Türkiye’nin coğrafi konumu, realitede her zaman + 2,5 gibi ortalama bir saat farkı uygulanmasını, ileri saat uygulaması yapılırsa da bunun + 3,5’a çıkarılmasını gerektirmektedir. Pratikte bu mümkün olmadığından ve zaman aralıklarının tam saatlere göre saptanması gerektiğinden, +3 saat uygulaması ve yaz saati uygulanması illa ki isteniyorsa o zaman da yaz aylarında +4’ e geçilmesini icap ettirmektedir. Tüm bu nedenlerle ülkemiz için en uygun çözüm saatlerle oynamayıp her zaman İngiltere’ye göre + 3 uygulanması olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye’nin aldığı yeni karar, ileri saat uygulaması ile ilgili bir karardan ziyade, bu güne kadar Türkiye’nin yanlış konumlandığı zaman diliminin düzeltilmesidir.
Bu olayı “Suudi Arabistan ile aynı zaman dilimine geçtiler, acaba neden” gibi teorilerle değersizleştirmeye çalışmak yanlış olur. Astronomi ve coğrafya biliminin birlikte ortaya çıkardıkları bir doğruyu bulmadır bu.
Comments