YANLIŞ BİLİNENLERİN DOĞRULARI
- mehmetasal
- 1 May 2022
- 5 dakikada okunur

SIRA NO : 1
YANLIŞ BİLİNEN : Su küçüğün, söz büyüğün
DOĞRUSU : Sus küçüğün, söz büyüğün
AÇIKLAMASI : İlk cümlede geçen su ile ikinci cümlede geçen söz arasında bir bağ kurulamaz, çünkü saçma bir anlam çıkar ortaya! Ama doğrusunu okuduğumuz zaman tamam deriz.
SIRA NO : 2
YANLIŞ BİLİNEN : Su uyur, düşman uyumaz
DOĞRUSU : Doğrusu: Sü uyur, düşman uyumaz
AÇIKLAMASI : Sü, 'asker' demek. Yani deyimimiz diyor ki, "Asker uyur, düşman uyumaz."
SIRA NO : 3
YANLIŞ BİLİNEN : Güzele bakmak sevaptır
DOĞRUSU : Güzel bakmak sevaptır
AÇIKLAMASI : İslam dini, hatta tüm dinler canlılara “güzel” bakmayı emreder.
SIRA NO : 4
YANLIŞ BİLİNEN : Saatler olsun
DOĞRUSU : Sıhhatler olsun
AÇIKLAMASI : Genelde tıraş olduktan sonra sağlıklı olunması temennisidir
SIRA NO : 5
YANLIŞ BİLİNEN : Sıfırı tüketmek
DOĞRUSU : Zafiri tüketmek
AÇIKLAMASI : Zafir, 'nefes' demektir, yani 'nefesi tüketmekten' bahsediliyor.
SIRA NO : 6
YANLIŞ BİLİNEN : Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz
DOĞRUSU : Ane gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz.
AÇIKLAMASI : Deyimde aslında bahsedilen Ane, Bağdat'ta / Bağdat Yolu üzerindeki bir yar, yani bir uçurum. "Ane gibi uçurum olmaz demek.
SIRA NO : 7
YANLIŞ BİLİNEN : Azimle sıçan mermeri deler
DOĞRUSU : Azimli sıçan mermeri deler
AÇIKLAMASI : En saçma değişime uğramış sözdür. Fareler isterse mermeri delebilir.
SIRA NO : 8
YANLIŞ BİLİNEN : Enikonu
DOĞRUSU : Önü sonu
AÇIKLAMASI : Doğrusu 'önü sonu'. Deyimin kullanılma yeri de 'bir şeyin etraflı şekilde belirtmek' anlamındadır...
SIRA NO : 9
YANLIŞ BİLİNEN :"Göz var nizam var"
DOĞRUSU :"Göz var izan var"
AÇIKLAMASI : İzan: anlayış, anlama yeteneği. Nizam: düzen, kural
SIRA NO : 10
YANLIŞ BİLİNEN : Elinin körü"
DOĞRUSU : Ölünün kûru
AÇIKLAMASI : Kûr: mezar, gömüt
SIRA NO : 11
YANLIŞ BİLİNEN : Aptala malum olurmuş" değil
DOĞRUSU : Abdal'a malum olurmuş
AÇIKLAMASI : Abdal: Ermiş, bilgin. Bilgin kişi hemen sezer.
SIRA NO : 12
YANLIŞ BİLİNEN : Geçti Bolu'nun pazarı, sür eşeği Niğde'ye" değil
DOĞRUSU : Geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye
AÇIKLAMASI : Bor, Niğde’nin her hafta pazar kurulan bir İlçesi
SIRA NO : 13
YANLIŞ BİLİNEN : Haydan gelen huya gider" değil
DOĞRUSU : Hayy'dan gelen Hu'ya gider
AÇIKLAMASI : Hayy, Hu: Tanrı’nın İslam dinindeki isimlerinden ikisi
SIRA NO : 14
YANLIŞ BİLİNEN : Kısa kes Aydın havası olsun
DOĞRUSU : Kısa kes Aydın abası olsun
AÇIKLAMASI : Aba bir giysidir ve Aydın efesinin abası kısa ve dizleri açıktır
SIRA NO : 15
YANLIŞ BİLİNEN : Fukaranın düşkünü beyaz giyer kış günü" değil
DOĞRUSU : Zürafanın düşkünü, beyaz giyer kış günü
AÇIKLAMASI : Daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur demektir. Ancak buradaki zürafa bizim bildiğimiz hayvan türü zürafa değil zarafetine önem veren kişi anlamındadır
SIRA NO : 16
YANLIŞ BİLİNEN :"Altı kaval, üstü şişhane" değil
DOĞRUSU : Altı kaval, üstü şeşhane
AÇIKLAMASI : Kaval: namlu mermiyi nereye atacağı çok da kestirilemeyen düz bir borudur. Şeşhane: mermiyi atış ekseni etrafında döndürerek çok daha hassas nişan almayı sağlayan altı yivli namludur
SIRA NO : 17
YANLIŞ BİLİNEN : Eşek hoşaftan ne anlar
DOĞRUSU : Eşek hoş laftan ne anlar?
AÇIKLAMASI : Eşek ile hoşafın doğrudan bir ilgisi olmayıp, yanlış bilenler suyunu içer tanesini bırakır diye açıklarlar. Oysa eşek hoşaf verildiğinde tanelerini de yemektedir. Buradaki konu üzüm değil, HOŞ KELAM anlamında, hoş laftır.
SIRA NO : 18
YANLIŞ BİLİNEN :Su içene yılan bile dokunmaz
DOĞRUSU :Su içen yılana bile dokunulmaz
AÇIKLAMASI : Muhtaç ve biçare kişilere dokunulmamalı anlamında
SIRA NO : 19
YANLIŞ BİLİNEN : (Kaba) ağaç dalıyla gürler
DOĞRUSU : (Kaba) ağaç yaprağıyla gürler
AÇIKLAMASI : İnsan önemli işleri akrabası, yakınları, yandaşlarından güç alarak daha kolay yapar.
SIRA NO : 20
YANLIŞ BİLİNEN : Ziyaretin kısası makbuldür
DOĞRUSU : Ziyaretin kısas’ı makbuldür.
AÇIKLAMASI : Yani karşı ziyaret yapılması gerekir
SIRA NO : 21
YANLIŞ BİLİNEN : İnce eleyip sık dokumak
DOĞRUSU : İnci eğirip sık dokumak
AÇIKLAMASI : Eğirmek, yün pamuk gibiİpliklerin iğ ile bükülüp iplik durumuna getirildikten sonra dantelin/giysinin sık şekilde örülmesi anlamındadır
SIRA NO : 22
YANLIŞ BİLİNEN : Burası Muş’tur Yolu yokuştur.
DOĞRUSU : Burası Huş’tur Yolu yokuştur
AÇIKLAMASI : Meşhur Yemen Türküsünde Burası Muş`tur, yolu yokuştur. Sözünün doğrusu, Burası Huş`tur şeklindedir. (Huş, Yemen`in vilayetidir. Yemen neresi, Muş, neresidir Allah aşkına?
SIRA NO : 23
YANLIŞ BİLİNEN : Kelli Felli
DOĞRUSU : Kerli, Ferli
AÇIKLAMASI : Ker: kuvvet Fer: İktidar anlamındadır.
SIRA NO : 24
YANLIŞ BİLİNEN : Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
DOĞRUSU : Sütten ağzı yanan ayranı üfleyerek içer
AÇIKLAMASI : Ayran ve süt içilen gıdalar olup süt sıcak ve soğuk içilmesine rağmen ayran her zaman soğuk içilir
SIRA NO : 25
YANLIŞ BİLİNEN : Darısı başıma
DOĞRUSU : Darisi başıma
AÇIKLAMASI : Darisi (ilacı) başıma. Saçı dökülenler için söylenmiş söz.
SIRA NO : 26
YANLIŞ BİLİNEN : Eski camlar bardak oldu
DOĞRUSU : Eski Çamlar bardak oldu.
AÇIKLAMASI : Eski çam ağaçları oyulup tahta bardak yapılırmış Deyim oradan geliyor. Zaten camın eskisi diye bir tabir olmaz. Beydağlarında konuşlanmış, ormancılıkla ilgilenen Yörükler yaşını başını almış çamları keser kereste yapıp, arta kalan materyalden bardak kap kacak gibi şeyler yaparlar.
BAZI DEYİMLER :
DEYİM :‘TABAKANEYE BOK YETİŞTİRMEK’
AÇIKLAMASI : Eski deri atölyelerinde derinin işlendiği, yani tabaklanıp kullanıma hazır hale getirildiği yerlere tabakhane denir. Henüz tabakama işlemi kimyasallarla yapılmadığı dönemlerde derileri tabaklamak için köpek pisliği kullanılırdı. Bunun sebebi ise; köpek pisliğinde bulunan ve tabaklama reaksiyonlarının gerçekleşmesi için gereken enzimlerdir. Ve tabi ki bu enzimlerin faaliyet gösterebilmeleri için malzemenin çok acil olarak tabakhaneye yetişmesi gerekir.
DEYİM :‘ İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK’
AÇIKLAMASI : Giyim kuşamına özen göstermiş şık kıyafetleriyle dikkat çeken insanlar hakkında ”iki dirhem bir çekirdek” sözü kullanılır. Bu yakıştırma ağırlık ölçüsü olarak okkanın kullanıldığı eski devirlerden kalmadır. Belki biliyorsunuz; bir okka bugünkü ölçülerle 1283 gram tutar. Okkanın dört yüzde birine dirhem adı verilir (Şimdiki gram ile aynı birim olduğunu sanarak gram diyecek yerde dirhem denilmesi hatalıdır.) Dirhem daha ziyade hassas teraziler için kullanılan bir ölçüdür. Ancak sarraflar dirhemden daha hassas ölçümler için bir ağırlık birimi daha kullanırlar. Buna çekirdek (keçiboynuzu çekirdeği) denir ki toplam 5 santigram karşılığıdır. Eski devirlerin en kıymetli parası olan bir Osmanlı altını toplam iki dirhem bir çekirdek ağırlığa sahiptir. Bu durumda süslenmiş kimselere iki dirhem bir çekirdek yakıştırmasında bulunanlar mecaz yoluyla onlara altın demiş olurlar ki bizce pek zarif bir nüktedir.
DEYİM :‘ PABUCU DAMA ATILMAK’
AÇIKLAMASI : Osmanlı döneminde esnaf ve sanatkârların bağlı bulunduğu teşkilat, ticaretin yanında sosyal hayatı da düzene sokuyordu. Kusurlu işin önüne geçmek için de ilginç bir önlem alınmıştı. Tamir ettirdiniz ayakkabı kusurlu çıktı diyelim. Böyle durumlarda heyet şikâyeti ve sanatkârı dinliyor. Eğer şikâyet eden gerçekten haklıysa, o ayakkabıların bedeli şikâyetçiye ödeniyordu. Ayakkabılar da ibret-i âlem olsun diye ayakkabıyı imal edenin çatısına atılıyordu. Böylece pabuçları dama atılan ayakkabıcı maddi kazançtan da oluyor ve gerçekten pabucu dama atılmış oluyordu.
DEYİM :‘ AĞZINA TÜKÜRMEK’
AÇIKLAMASI : Vaktiyle, saçma sapan şiirler yazan bir şair, Molla Camii’nin meclisinde, -Üstat, demiş, dün gece rüyamda şiirler yazıyordum ki Hızır Aleyhi selamı gördüm. Mübarek ağzının tükürüğünden bir parça benim ağzıma tühledi. Molla Camii, adamın şiirlerinde keramet sezilmesi için böyle söylediğini ve yalancı şöhret peşinde koştuğunu anlayıp cevabı yapıştırmış: - Be ahmak, öyle değil. Bence Hızır Aleyhi selam bu şiirleri senin yazdığını görünce yüzüne tükürmek istemiş, ama o sırada ağzın açık olduğundan, tükürük ağzına girmiş!
DEYİM :‘ TEŞBİHTE HATA OLMAZ’
AÇIKLAMASI : TDK: "yeri geldiği zaman çirkin, kaba bir benzetme ile anlatıma daha etkili bir hava verilmesi, saygısızca bir davranış değildir, kimse bundan alınmamalıdır" anlamında kullanılan bir söz. Doğrusu: ''Teşbih hata kaldırmayan bir durum olup, benzetme yapılırken hata yapılmaması gerektiği anlamını taşır.'' Kaynak: Aksoy, Ömer Asım (1995). Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü 2 Deyimler Sözlüğü. İstanbul: İnkılâp Kitabevi
Velhasıl kelam, toplum içinde çeşitli sebeplerden dolayı derin anlamları olan ve günlük hayatta kültürümüzü arttıran bu güzelim söz ve deyimler değişime uğramış ve anlamlarını yitirmişler. Bize düşen ise, bu mirası doğru kullanmak ve gelecek nesillere aktarmak. Unutulmamalı ki, dil ve iletişim bir ülkeyi, bir toplumu ayakta tutan en önemli öğelerin başında geliyor.
DEYİM :‘ AVA GİDEN AVLANIR'
AÇIKLAMASI : Burada anlatılmak istenen ava giden kişin av olabileceği değil. Atasözünde tembellikten kaçınılmayı öğütlemekte ve sadece ava giden kişilerin avlanabileceği vurgulanıyor. Yani sadece ava gidenler avlanabilir, evde oturup yatanlar değil.
DEYİM : 'YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANAR'
AÇIKLAMASI : Bu söz insanlar tarafından yalancının yalanı en kısa sürede anlaşılır diye yorumlanıyor. Bu yorum doğru olmakla birlikte eksik ve hatta yanlıştır. Zira bu sözün ortaya çıkışı şöyle imiş: eskiden yatsıyı kılmadan yatan bazı kişiler dışardan bakanlar yatsıyı kılıyor sansınlar diye yatmadan önce yatsının sonuna kadar yanacak bir mum yakarlarmış. Sözün aslı da budur.
DEYİM : 'ASLAN YATTIĞI YERDEN BELLİDİR.'
AÇIKLAMASI : Çoğu kişi bu sözü yatağın temizlenmesi anlamında algılar ama aslan yattığı yeri temizler mi ki temizlik için aslan örnek gösteriliyor. Hâlbuki sözün asıl anlamı 'Bir aslanın aslan olduğunu belli etmesi için ayağa kalkıp kükremesine bile gerek yoktur yattığı yerde bile o aslandır.' şeklindedir.
コメント