Falkland'dan alınan dersler...
- mehmetasal
- 2 May 2022
- 8 dakikada okunur
Çeviren ve Derleyen: Dz.Kd. Yzb. Mehmet ASAL
1982 yılında yazılmıştır.)

İngilizlerin FALKLAND, Arjantinlilerin MALVİNAS şeklinde adlandırdıkları bölge üzerinde hiçbir netice almadan 15 yıl devam eden görüşmelerden sonra, Arjantin hükümeti, sorunu çözmek için kuvvet kullanmaya karar vermiştir.
Ancak bu kararı verirken, vaktiyle İngiltere’nin yapmış olduğu gibi yanlış bir değerlendirme yapmıştır.
İngiliz Hükümeti geçtiğimiz dönem içinde savunma harcamalarını kısarak bütçesine katkıda bulunmayı amaçlamış, Silahlı Kuvvetlerinin ve özellikle donanmasının faaliyetlerini kısıtlamıştı.
Arjantin’i de cesaretlendiren bu davranışı neticesi, BUENOS AİRES te yumuşak bir tavır takınmak ve biraz da alttan almak şeklinde bir tutum izlemek zorunda kalmıştır.
Arjantin askeri yönetimi ise, İngiltere’nin bu hatasından daha büyük bir hata yaparak, MALVİNAS probleminin nihai çözüm zamanının geldiğini hesaplamış ve hiçbir zaman başlamayacak bir savaşı başlatmıştır. Ancak Arjantin coğrafi durum ve savunma konumu lehine olduğu halde, İngilizlerin hava kuvvetleri, insan gücü ve teknolojisi karşısında savaşı kaybetmiştir.
BAZI MUHTEMEL NETİCELER
Savaş, zaman zaman ve nispeten şiddetlenip nihayete ermiştir. Ancak Güney Atlantik’te meydana gelen deniz, hava ve kara savaşları geleceğin donanmalarını ve milletlerini yıllarca veya en azından önümüzdeki 10 yıl içinde fazlaca meşgul edecektir.
Bundan sonraki kısımda, kısa ve uzun vadeli bazı neticeler verilecektir.
- İngiltere kısa bir süre içinde, uyguladığı dünya çapındaki Savunma Politikasını yeniden gözden geçirecektir. Savunma Bakanlığı Sekreteri John NOTT’ın, deniz kuvvetlerinin harcamalarını kısma programı (TRÎDENT denizaltı güdümlü mermi programının geliştirilmesi ve RHINE’deki kara kuvvetlerinin devamlılığı için) sona erdirilebilir.
- Başbakan Margaret Thatcher’in, CHURCHIL den bu yana ilk defa İngiltere Savunma masraflarının kısılmasını kabul etmesi ise, ayrı bir tartışma konusu teşkil edecektir.
- Bu yeniden kıymetlendirme faaliyetleri devam ederken İngiltere, Falkland’da daha kuvvetli bir askeri garnizon oluşturacaktır. Bu yeni kuvvet; Avrupa’dan getireceği birlik, uçak ve gemilerden oluşacaktır.
- LATİN AMERİKA ülkeleriyle zaten problemleri olan A.B.D, tercih yapmaksızın Güney Amerika ile ilişkilerini düzeltici atılımlar yapmak zorundadır. Zira bu ülkeler ABD’nin komşularına olan ilgisizliğinin yansıra, FALKLAND sorununda da İngiltere’ye taraf oluşunu açıklıkla izleyebilmişlerdir,
- Hür dünyanın endüstrileşmiş ülkeleri, kısa zamanda yabancı askeri satış (FMS Programlarını gözden geçirerek, yeni düzenlemeler yapabilirler.
- FRANSA, kendi yapısı SÜPER ETENDARD uçağından atılan, yine kendi yapısı EXOJET güdümlü mermisi ile, İNGİLİZ muhribi SHEFFIELD’in batırılmasından dolayı tedirgin olmuştur. Bundan daha çok endişe verici bir durum da bu yılın başlarında Arjantin muhribi SANTISMA’nın SEA DART mermileri ateşleme testleri maksadıyla İngiliz karasularında CARDİGAN körfezinde bulunmuş olmasıdır.
Yine İngiltere’de yayınlanan bir gazete haberine göre, Falkland’da başarılar kazanan iki uçak gemisinden biri olan SMS KERMES’in Şili’ye satılması planlanmıştı. FALKLAND savaşı olmasa veya daha sonra meydana gelseydi, belki de bu gemi Arjantin’e satılacaktı.
- Büyük ve süper güçler, silah transferlerini daha da sınırlandırmaya çalışırken, üçüncü Dünya Ülkeleri, diğer ülkelerden modern teknoloji, gemiler, uçaklar ve hepsinden öte, onlarınki ne eşdeğer niteliklerde güdümlü mermiler almaya çalışacaktır.
- FMS konularında uzman olan ANDREW J, PIERE 15 HAZİRAN günü New York TIMES’ te yazdığı bir makalede, asıl sorunun, mağlup Arjantin’in kayıplarını karşılamak için Denizaltı savunma Harbi teçhizatı, yeni muhrip ve denizaltılar, güdümlü mermiler, uzun menzilli daha modem uçaklar (Amerikan P-18, P-16 1ar gibi) almaya başlaması ile ortaya çıkacağını söylemektedir. PIERE, bunun WASHINGTON politikasını çıkmaza sokacağını ve kısa bir süre sonra, geçmiştekinden fazla sorunlar yaratacağını ileri sürmektedir.

HMS Antilope'un batışını görüntüleyen bir kare.
UYGULAMALARDAN ÖĞRENİLENLER
Eğer yukarıda yazılanlar FALKLAND Savaşının bazı neticeleri ise, alınan dersler nelerdir?
Geniş şekilde bu dersler başka anlaşmazlıklarda veya daha önemlisi anlaşmazlıkları önlemede kullanılabilir mi?
Başta Savunma Sekreteri Caspar WEINBERGER olmak üzere, deniz kuvvetleri ve sivil üst kademelerde ki ABD yetkilileri, harbin ilk günlerinde kendilerine sorulan bu sorulara, alınacak gerçekten değerli bir ders olmadığı yanıtını veriyorlardı. Ancak, basında ve kamuoyunda yeterli ve uygun karşılanmayan bu beyanlarını, daha sonra "Gerçek bir sürpriz olmadığı" şeklinde değiştirmişlerdir. Bu sade açıklama da şüphesiz ki haklılık mevcuttur. Bu sonuç ve meydana gelen olaylar, yıllar öncesinden tahmin edilmekteydi. Bilinmeyen, savaşın 1982 ilkbaharında ve bir gurup verimsiz Güney ATLANTİK adalarında cereyan edeceği idi.
GÜNÜMÜZÜN GERÇEĞİ
Bu nedenle denilebilir ki ilk anda gerçek bir ders alınamadı ise de bazı hususlar yeniden hatırlanarak eski gerçekler güncellik kazanmış ve çok sayıda şüpheli husus doğrulanmıştır.
Bu derslerin ve gerçeklerin pek çoğu politik karakterlidir. Diğerleri ise, teknoloji ve silah sanayii ile ilgili hususlardır.
POLİTİK DERSLER
İlk ve en önemli ders, günümüz dünyasında sadece askeri yönden kuvvetli bulunmanın yeterli olamayacağının anlaşılmasıdır. Askeri yönden ne kadar kuvvetli olunursa olunsun, bu kuvvetin hayati çıkarların korunması maksadıyla tereddütsüz kullanılacağı hissettirilmeden caydırma uygulanamaz.
Bu dersin geçerliği, şöyle bir soruyla daha kolay anlaşılacaktır. Eğer FALKLAND Adaları Rusya’nın kontrolünde olsa idi, Arjantin yine adaları almaya teşebbüs edebilir miydi?
İkinci ders ise; bir savaşa mâni olmanın "savaş zaferle sonuçlansa bile" her zaman için bir savaşı başlatmaktan çok daha iyi olduğudur.

Uçaktan atılan bir Exocet ile gövde ortasından vurulmuş HMS Sheffield Firkateyn.(4 mayıs 82)
Ayrıca zafer için bazı prensipler detaylı planlamalar ve hepsinden önemlisi büyük bir harcama gereklidir. Bunun en yakın örneğini, Arjantin’i küçümseyerek büyük kayıplar veren ve harcamalar yapmak zorunda kalan İngiltere yaşamıştır. Ancak şuna da şüphe yoktur ki, FALKLAND savaşı aynı zamanda, bir İngiliz toprağının geri alınması, halkının kurtarılması ve onların kendi geleceklerini yine kendilerinin tayin edebilmesi maksatlarını da gütmektedir.
Yeniden hatırlanan veya hatırlandığı tahmin edilen bir ders te, tecavüzlere karşı kendini korumak için yapılan antlaşmaların genellikle fayda getirmediğidir.
BAZI MENFİ ÖRNEKLER
Falkland’da önemli olduğu ve yapılması gerektiği halde yapılamayan pek çok şey vardı. Bunlardan önemli görülen bazıları şunlardır:
İngiliz’ler, yeterli zaman içinde kesin bir hava üstünlüğü sağlayamadıkları için, çok sayıda gemi ve asker kaybetmişlerdir. Verdikleri bu kayıplar onların dikkatini, ABD’nin büyük bir azimle inşa ettiği maliyeti ve aynı oranda da imkân ve kabiliyeti yüksek gemilere "HIGH MIX” çekmiştir. (CVN; Nükleer güçlü uçak gemileri, AEGIS; hava Savunma kruvazörleri gibi)
Arjantin’in konvansiyonel denizaltıları, İNGİLİZ Gemilerine karşı kesin sonuçlu bir harbe girmediği gibi, karşısına dahi nadiren çıkmıştır. İNGİLİZ nükleer denizaltıları ise, bunun tam aksine, Arjantin deniz kuvvetlerinin korkulu rüyası olmuş, özellikle GENERAL BELGRANO zırhlısının batırılmasından sonra, Arjantin gemileri liman dışına dahi çıkamamıştır. Böylelikle, ABD’nin nükleer takatli denizaltılara verdiği değerin önemi bir kez daha anlaşılmıştır.
Karada üslü uçaklarının çok sayıda sorti ile desteği ve savunma durumundaki avantajlarına rağmen;Arjantin kara kuvvetleri askerleri, iyi eğitimli ve modern teçhizatlı İngiliz askerleri karşısında uzun süre tutunamamıştır. Bunun sebebi Arjantin askerlerinin cesaretlerinin değil tecrübelerinin olmaması, eğitim seviyelerinin düşüklüğü ve hepsinden önemlisi subaylarının sevk ve idaredeki zayıflığıdır.

ARJANTINE AIT BATAN GENERAL BELGRANO ZIRHLISI
SİLAHLARIN GERÇEK ETKİLERİ
Elbette ki Falkland’dan alınan tüm dersler menfi yönde değildir. İngiliz gözüyle duruma bakıldığında, bu anlaşmazlığın olumlu yönleri olduğu da söylenebilir. Özellikle, daha önce gerçek bir savaşta kullanılmamış bazı silahların gerçek etkileri FALKLAND’ da izlenebilmiştir. Bu sistemler;
HARRIER V/STOL (Vertical/Short take off and landing) YAKIN DESTEK UÇAĞI, Milletlerarası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü II. Başkanı Albay J0 ALFORD, 17 HAZİRAN günü "The Washington Post’ta çıkan bir makalesinde, Harrier’lerin E-14’ lerin yapamayacağı pek çok şeyi, çok maksatlı ve esnek bir şekilde gerçekleştirdiğini yazmıştır. Bu uçaklar; havadan yere taarruzlarda, yakın destek, bombardıman ve keşif görevlerinde yüksek performansla kullanılmışlardır. Yine bu uçaklar; uçak gemilerine, tarlalara, düzlüklere rahatlıkla inip kalkmış, CONTAINER tipi gemiler üzerinde GÜNEY ATLANTİK’ e kadar sevk edilerek, yine bu gemiler üzerinden harekata iştirak etmişlerdir.
ARAPAHO, ABD Bahriyesi tarafından geçerliğini kaybetmiş olarak nitelenen fakat bazı senato üyelerince halen etkisine inanılan bir sistemdir. Bu sistemde; helikopterler, dikine havalanabilen uçaklar, muhtelif tipte güdümlü mermiler CONTAINER tipi veya diğer tip ticaret gemilerine konuşlandırılarak/konarak hem bu gemilerin kendilerini savunma imkanları hem de katıldıkları vurucu kuvvet birliklerinin taarruzi imkanlarını arttırmaktadır, İngiltere’nin Falkland’a gönderdiği bu tip bir gemi olan ATLANTİK CONVEYOR, bir APAPAHO gemisidir.
Görevini yerine getirmiş ancak taşıdığı uçakların bir harekât maksadıyla İNVINCIBLE ve HERMES uçak gemilerinde bulunduğu sırada batırılmıştır. Ancak bu, ARAPAHO sisteminin geçerliğini çürütmediği gibi, CONTAINER'lerin de görevlerini yapamadığı anlamına gelmez. Bu sadece, ticaret gemilerinin yara savunma tedbirleri yönünden zayıflığını ve isabet aldığı takdirde kolaylıkla batabileceğini bir kere daha hatırlatmıştır.
FALKLAND savaşında EXOJET’e ilave' olarak her iki tarafça kullanılan üç tıp güdümlü mermi daha vardır. Bunlar araçlardan atılan RAPÎER, omuzdan atılan BLOW PIPE (Her ikisi de İngiliz yapısı) ile hava savaşında kullanılan ve her yönden atılabilen SIDE WINDER (ABD yapımı) füzeleridir. Bu füzeler Arjantin’e ait pek çok MİRAGE uçağını düşürmüştür.
GÜVENİRLİĞİN TEŞHİRİ
Bugünlerde, PENTAGON ve bahriye çevrelerinde çok sorulan bir soru, FALKLAND savaşının gelecekteki ABD donanmasının yapısını ve deniz harcamalarını ne şekilde etkileyebileceğidir. Bu sorunun cevabını hemen verebilmek mümkün değildir. Bu konuda Amerikan Deniz Akademisi ile muhtelif bahri ve sivil teşekküller çalışmalarını sürdürmektedir. Ancak bilinen önemli bir husus; Hava kuvvetleri kurmay başkanı General L. ALLEN’in "Omaha WORLD HERALD" gazetesine verdiği beyanatta da bahsettiği gibi ABD donanmasında ki MULTIPLE RING (VULCANO FALLAX) sisteminin, Arjantin uçaklarını EKOJET menziline girmeden düşürebildiğidir. General ALLEN yakın takip sistemleri konusunda da büyük olasılıkla A.B.D, donanmasının Arjantin güdümlü mermilerine karşı çok etkili olabileceğini ifade etmiştir.
ALLEN, ABD donanması savunma imkanlarının çok iyi olduğunu açıklamış, bahriyenin yıllarca SOVYET güdümlü mermi ve denizaltı tehdidi dikkate alınarak oluşturulmasına karşın, FALKLAND gibi bir anlaşmazlıkta da çok etkili olabileceğini ifade etmiştir. General ALLEN, bu maksatla ve bu tip bir anlaşmazlıkta, ABD’nin neler yapacağını şöyle açıklamıştır.
a. Öncelikle nükleer takatli denizaltılar, düşman suüstü kuvvetlerini imha etmek veya tesirsiz hale getirmek üzere gönderilir. Bu esnada, her ikisinden de önemli olmak üzere, uçak gemisi muharebe gruplarına etkili olabilecek denizaltılar ve güdümlü mermi platformlarının imhası esas alınır.
b. Hücum uçak gemisi grupları etrafında gurubun elementleri olan gemiler ile yüksek irtifa erken hava ihbarı sağlayan E-2C HAWKEYE uçakları bulunur. Bu uçaklar ve gemiler, yüzlerce mil uzaktan düşman güdümlü mermi ve uçaklarını tespit, takip ve imha ederler. Bu HAWKEYE’ler, AAM mermileri ile donatılmış E-14 ve F-18 savaş uçaklarını sevk ederek, düşman uçakları atış menziline giremeden, onları imha ederler. Yine bu esnada, PİKET olarak görevlendirilen AEGIS kruvazörleri; hava savunma harbi ve denizaltı savunma harbi uygulayarak, düşman uçak ve güdümlü mermilerini, uçak gemileri dış savunma hattı hududunu geçmeden imha ederler,
c. Hücum uçak gemilerince kesin hava üstünlüğü temin edildikten sonra, müstakbel kara harekatının desteği için, düşman pistleri ve meydanları imha edilerek karada üslü hava desteği sağlanır. Böylelikle, önemli herhangi bir karşı koymaya maruz kalınmadan, deniz piyadeleri, teçhizatları ve lojistik malzeme çıkarma gemileri ve helikopterlerle kıyıya çıkarılır.
Tabii bütün bunları söylemek, yapmaktan çak daha kolaydır. Çünkü, işler tasarlandığı gibi gitse bile, tahmin edilemeyen bazı durumlarla karşılaşmak her an için mümkündür. Örneğin; halen A.B.D, donanması, RUS mayınları ile başa çıkabilecek kadar teçhizata sahip değildir. Bunun yanı sıra, ABD'nin ticaret gemilerine askeri amaçlarla el atması, İngiliz uygulaması kadar kolaylıkla yapılamaz. Oysa İngiltere, gerginliğin 2.nci haftası içinde 40’tan fazla ticaret gemisini servise sokabilmiştir.
ÖNCELİKLE DENİZ KUVVETLERİ.
FALKLAND savaşına ait birkaç nihai görüş;
- Diplomatik girişimler bir askeri kriz eşiğine kadar gelip dayandığında, deniz kuvvetlerinin önem ve gereği daha iyi ortaya çıkmaktadır,
- Bir savaşta, her an beklenilmeyen durumlarla karşılaşmak mümkündür, Meselâ hava şartları.
- QUEEN ELİZABETH II, başka bir zaman sağ çıkması mümkün olamayacak bir Arjantin hava taarruzundan, yoğun sisin yardımıyla yara dahi almadan kurtulmuştur,
- Bazen, yapılan planlar ile uygulama da elde edilen neticeler arasında büyük farklılıklar olabilmektedir,
- Bir savaşta, herhangi bir geminin batırılamayacağını kabul etmek mümkün değildir. Bu, deniz savaşlarının her an göz önünde bulundurulması gereken risklerinden biridir. Bir gemi ne kadar derinlikte savunulursa savunulsun, ne kadar fazla silah sistemine, bölmeye, yangın ve Y/S teçhizatına ve elektronik sistemlere sahip olursa olsun yine de batırılabilir, batabilir.
Falkland’dan çıkarılan dersler, bu yazıda genel hatlarıyla ve fazla yorumlamaya meydan vermeyecek şekilde açıklanmaya çalışılmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki bunlar, FALKLAND sorunuyla ilgili ilk intibalardır ve her an yanlış yönleri bulunabilecek insan yargılarıdır.
Konunun daha pek çok teknik ve askeri yönü mevcut olup, hayatını bu konulara adamış uzmanlar, NISAN 1982’den beri gözlerini GÜNEY Atlantik’in bu sisli bölgesine çevirmiş, burada patlayan silahların verdiği mesajları çözme ve yorumlama uğraşı içindedirler.
FALKLAND ADALARI TARİHİ
FALKLAND Adaları 1592 yılında John DAVIS tarafından keşfedildi. Bundan iki yıl sonra Sir Richard HAWKINS Adaların kuzey kıyıları boyunca seyretti.
1598 de Sebalt Van WEERD kuzey kesinindeki bazı adaları ziyaret etti. Falkland’a ismini veren ise 1690 yılında Dz. Albay John STRONC olmuştur. (İsim o zamanlar donanmanın keşşafı olan Vıscount Falkland’ın anısına verilmiştir)
Adadaki olayların tarihi 1764 yılında De Bouganville ve bir grubun doğu FALKLAND Adalarına yerleşmesi ile başlamaktadır. Bundan bir yıl sonra araştırmalar yapmak üzere gönderilmiş olan Albay John BYRON Adaların İngiltere’ye devrini talep ederek Saunder Adalarındaki Egmont limanına bir grubu bıraktı.
1766 yılında adanın FRANSIZ sakinleri ve 1770 de de İNGİLİZ grubu, İspanyol’lar tarafından adayı terke zorlandı. Bu olay İSPANYA ve İngiltere’yi harbin eşiğine getirdi.
1771 yılında EGMONT limanı İngiltere’ye geri verildi. Ancak daha sonraki yıllarda İNGILTERE tarafından terk edildi.
1829 yılında BOENOS AİRES CUMHURİYETİ, İspanya’nın yetkilerini devraldığını ileri sürerek LOUİS VERNET'i bir koloni kurmak üzere buraya yolladı. Louis VERNET bazı gelişmeler kaydetti ancak 1831 de 3 AMERİKAN gemisine el koymasıyla, A.B.D korveti LEXİNGTON bölgeye intikal etti ve buradaki yerleşime son vererek adayı bağlantısız hale getirdi.
1833 yılında ise İngiltere adayı resmen ele geçirdi, 1843 yılına kadar ada, hidrografik çalışmalar yapan deniz subaylarının yönetiminde kaldı. Bu tarihten sonra Fort LOUİS de sivil idare teşkil olundu.
1914 senesinde ada bitişik suları FALKLAND deniz savaşlarına sahne oldu. İkinci dünya savaşı süresince ise Port STANLEY önemli bir deniz üssü ve telsiz istasyonu idi.
Arjantin ile İngiltere arasındaki uzlaşmazlığın kökleri 1833’e kadar dayanmaktadır. Bu arada; 1940 yılında Havana’da toplanan AMERİKAN Devletleri konferansı, Arjantin’in desteklenmesiyle sonuçlandı.
1958 yılında sorun BM örgütüne getirildi.
İngiltere, 1948 yılında adalara yakın bir bölgede Arjantin ve ŞİLİ deniz kuvvetlerine bağlı gemilerin dolaşmasını protesto etti; daha sonraki yıllarda, 1964’te bir Arjantinli pilotun uçağı ile "Port STANLEY meydanına inerek buraya Arjantin bayrağı dikmesini kınadı, 1971 yılında İngiltere Arjantin ile bir antlaşma imzaladı.
Ancak 1973 yılında Arjantin 1971 tarihli anlaşma hükümlerinin İngiltere tarafından ihlal edildiğini ileri sürdü. Arjantin daha sonra 1976 yılında İngiltere’deki büyükelçisini geri çekti.
Comments