top of page

Neden Anadilden sonra öğrenilecek ilk dil İNGİLİZCE olmalıdır?

Güncelleme tarihi: 9 Tem 2022


YAZAN : Mehmet ASAL

Özellikle 1980'lerde yabancı dil öğreniminin yaygınlaşması için yürütülen propagandanın en yaygın sloganı “bir dil bir insan” olmuştur. Bir lisan binlerce yıllık kültür sonucunda ortaya çıkar/gelişir. Bundan dolayıdır ki kültürü oluşturan en önemli parça insandır ve siz bir dili öğrenirken birçok dünya vatandaşı ile artık diyalog kurabilecek ve o dilde yazılı ve sözlü neşriyatı takip edebilecek, bir kültürü de öğrenmiş olacaksınız. Size ait olmayan bir kültürü öğrendiğinizde yeni bir insan ortaya çıkmış olacaktır. Peki NEDEN ikinci bir dili öğrenmek bu kadar önemli? Herhalde bununla ilgili bazı fikirleriniz vardır – ama oturup İngilizceyi AKICI ve RAHATÇA konuşmanın tüm faydaları hakkında hiç düşündünüz mü? Belki de hiç düşünmediniz – ve aslında bu sizin İngilizce öğrenmek için eyleme geçmenizi önleyen nedenlerden biri olabilir.


Dünyada en çok konuşulan dil konusunda bazı tartışmalar vardır. Ana dili İngilizce olan ülkeler olarak ele aldığımız zaman dünyada en çok konuşulan dil İngilizce değildir ama tüm dünyanın ortak olarak kullandığı dil elbette İngilizcedir. Kariyer, eğitim, günlük yaşam, gezi ve eğlence gibi hayatımızın temel taşını simgeleyen her konuda İngilizce bilmediğimiz zaman büyük eksiklikler yaşamamız kaçınılmaz olmaktadır. Dünya ile iletişimimiz internet kullanımının yaygınlaşmasıyla oldukça büyümüş ve sadece bu yüzden bile İngilizce öğrenmek neredeyse mecburiyet haline gelmiştir.


İstatistik internet kullanıcılarının en çok kullandıkları dilleri göstermektedir. Aralık 2017 itibariyle, İngilizce, İnternet üzerinde kullanılan dünyanın en popüler dilidir. Dünya çapında İnternet kullanıcılarının % 25,3'ü İngilizce kullanmaktadır. Çince % 19,4'lük bir payla ikinci sırada yer almaktadır. İlk on dil, küresel internet kullanıcılarının % 77,1'ini oluşturmaktadır.

Çince dil içeriğinin büyük payı olmasının başlıca nedeni, Çin'in dünya çapında en fazla internet kullanıcısı olan ülke olması gerçeğidir. Mart 2017 itibariyle, Çin'deki 731 milyon çevrimiçi kullanıcı İnternet'e erişmiştir. Hindistan, 462 milyonun üzerinde internet kullanıcısı ile ikinci sırada yer almakta ama çoğunlukla İngilizceyi kullanmaktadır. Çinceyi bu istatistik dışına alırsak, İngilizce kendinden sonra kullanılan en yaygın dil olan İspanyolcanın 3 katı fazla kullanılmaktadır.

  • Yapılan bir araştırmaya göre, Latin Amerika, Avrupa ve Asya’daki uluslararası şirket çalışanlarının %91’i İngilizcenin hali hazırda bulundukları iş pozisyonu için kritik bir önemde olduğuna inanmaktadır.

  • Birçok uluslararası şirket İngilizceyi müşterek dilleri olarak seçmektedir. (Iveco’ya bakınız – Fransa, İtalya, Almanya ve İsviçre’den dört firma tarafından başlatılan ve İngilizceyi ortak iş dili olarak belirleyen bir kamyon şirketi.)

  • Avrupa Serbest Ticaret Birliği, bu birliği oluşturan ülkelerin hiçbiri İngilizce konuşan ülkelerden olmamasına rağmen İngilizceyi ortak dil olarak kullanırlar!

  • İş için seyahat ediyorsanız – İngilizce şarttır.

  • İlgi alanlarınız neler? Bilim? Müzik? Bilgisayarlar? Sağlık? İş? Spor? İnternet, televizyon ve basın yayın gibi günümüz medyası size ilgi alanlarınızla ilgili neredeyse sınırsız bir bilgi erişimi sağlar. Hepsinden öte bir bilgi çağında yaşadığımız yadsınamaz bir gerçektir. Burada tek bir sorun vardır. Bu bilgilerin neredeyse tamamına yakınının İngilizce olması.


İşte size sadece İngilizce kullanarak erişebileceğiniz şeylerden bazı örnekler:

WEB- Bugün dünya çapında WEB üzerinde 1,5 milyardan fazla WEB sitesi vardır. Bu sitelerden 350 milyondan fazlası İngilizcedir. Sadece bir dilin size neredeyse tüm bilgilere ulaşma olanağı vermesi gerçekten şaşırtıcı değil mi?


Kitaplar- her hangi bir konu hakkında, dünyanın dört bir yanından kitaplar. İngiliz ve Amerikan yazarlardan ya da diğer dillerden çevrilmiş kitaplar. Her ne ile ilgileniyorsanız, onun hakkında İngilizce yazıları okuyabilirsiniz.


Basın- Sadece İngilizce dergiler ve gazeteler dünyanın her yerinden alınabilir. Time, Newsweek, veya International Herald Tribune! İçin uzun araştırmalar yapmanıza gerek yoktur.


Bilim- İngilizce bilim dünyası için bir anahtardır. 1997 Science Citation Index ‘deki makalelerin %95’ i İngilizce yazılmıştır. Sadece %50 si Amerika ve İngiltere gibi İngilizce konuşulan ülkelerde yazılmıştır.


Haber Bültenleri- CNN International ve NBC gibi uluslararası televizyon kanalları izleyin. Onlar haberleri küçük ulusal kanallardan daha hızlı ve profesyonelce yayınlamaktadırlar.


Kültür Sanat-Dünyada kabul gören bütün sanatsal ya da kültürel çalışmalar İngilizce yapılır. Bunun sebebi bu çalışmaların çoğunun İngilizcenin anadil olduğu süper güç ülkelerinde yapılıyor olmasıdır. Örneğin; dünyada popüler olmuş şarkıların hemen hemen tümü İngilizcedir. Sinema filmleri İngilizcedir. Modern pop kültürün çoğu, müzikte ya da sinemada iletişim aracı olarak İngilizceyi kullanır.


Günlük yaşantımıza bile girmiştir İngilizce. Hamburger, jean, gala gibi kelimeler dilimize İngilizceden geçmiştir. Bu gerçekler uluslararası boyuttadır. Ülkemizde ve diğer ülkelerde de, İngilizcesi olan her yetişkin, bu dili bilmeyene oranla daha rahat iş bulur ( yapacağı iş ne olursa olsun - bilgisayar kullanacaksa bunu İngilizce bilmeden yapamaz, çünkü bilgisayar dili İngilizcedir.)


Denir ki, bu çağ Bilgi Çağıdır. Bilgi GÜÇ demektir. Hangi konuyla ilgilenirseniz ilgilenin – ya da yaşamınız, işiniz veya şirketiniz için hangi bilgiye ihtiyacınız olursa olsun- bu bilgiyi İngilizcede bulabilirsiniz. İşte birkaç örnek:

  • İngilizce bilimin uluslararası dilidir. 2013 yılında, ScienceCitation Index’teki makalelerin %95’i İngilizce yazılmıştır. Bunun yalnız %50’si A.B.D. ve İngiltere gibi İngilizce konuşan ülkelerdendir.

  • İngilizce aynı zamanda teknolojinin de dilidir. Bilgisayar teknolojisi, tıp ya da mühendislik okuyacaksanız birçok önemli kaynak kesinlikle İngilizce olacaktır.

  • Uluslararası haberler de esas olarak İngilizce basılıp yayınlanmaktadır – BBC, CNN, The New York Times ve The Economist – bunlardan sadece birkaçıdır.

  • Eğitim – Lisansüstü diploma veya sertifika almak istiyorsanız, neredeyse kesinlikle İngilizceye ihtiyacınız olacaktır – Türkiye’de okusanız bile. Kariyer eğitiminiz ve internet üzerinden eğitim de genellikle İngilizcedir.

  • İngilizce biliyorsanız, birçok kaliteli eğitim kaynağına internet üzerinden ücretsiz erişebilirsiniz.

  • Dünyadaki mektupların % 75'i İngilizce yazılır.

  • Elektronik olarak depolanan bilginin % 80'i İngilizcedir.

Hoşunuza gitse de gitmese de, İngilizce tüm dünyada konuşulan yaygın dil haline gelmiştir. Ve daha da yaygınlaşmaktadır. Çincenin bir sonraki büyük dil olacağını düşünüyorsanız şunları hesaba katmalısınız:

  • 300.000.000 Çinli şu anda İngilizce öğrenmektedir.

  • Dünya genelinde yaklaşık 1.700.000.000 kişi İngilizce konuşmakta. Bir diğer 1.000.000.000 ise siz bu satırları okurken İngilizce öğrenmektedir. (Kaynak: British Council)

  • İngilizce toplam 73 ülkede ortak veya resmi dil olarak kullanılmaktadır.

  • İngilizce 100’den fazla ülkede konuşulmaktadır.

Türk ve Almanlar iş yaparken dil çoğunlukla İngilizcedir. Hintliler Çinlilerle iş yaparken de genellikle İngilizce konuşurlar. Tabii ki, Çince ya da Hindu Dili üçüncü dil olarak faydalı olabilir ama neredeyse tüm uluslararası iş adamı ve iş kadını İngilizceyi de akıcı biçimde konuşmak durumundadır.


Bugünün ekonomisinde işiniz için İngilizce konuşabilmek her şeyden daha önemlidir. İngilizcede etkili biçimde iletişim kurabilmek size şu fırsatları sağlar:

  • Şirketinizde terfi etmeniz.

  • Uluslararası bir şirkette gerçekten iyi maaş ve iyi şartlarda bir pozisyon kazanmanız.

  • Kazancınız kendi sektörünüzdeki diğer profesyonellerin iki katı olur.

  • Çalıştığınız şirkette sizi vazgeçilmez kılar. Ofisinizdeki herkesten daha iyi İngilizce okuyabiliyor, yazabiliyor ve konuşabiliyorsanız – üst düzeyde iş güvenliğiniz sağlanmış olursunuz, kriz sırasında bile.

  • İngilizce sizi daha üretken kılar. Yabancı iş bağlantılarınız için, whatsup, twit, e-mail yazarken ya da okurken daha az zaman harcarsınız. Telefonda hatasız, çabuk ve etkili iletişim kurarsınız.

  • Daha fazla satış yaparsınız. İngilizce olarak bir satış sunumu yaparken kendinizi daha iyi ifade edersiniz, böylelikle kesin olarak satışlarınızı arttırırsınız – Kapalı Çarşı’daki dükkân sahiplerine bir sorun!

  • İşiniz için daha fazla beceri geliştirirsiniz. Birçok ‘training’, eğitim ve seminerler sadece İngilizcede mevcuttur. İngilizce bilmeniz sizin diğer başka herkesin erişemeyeceği değerli bilgilere erişmenizi mümkün kılar.

İngilizce öğrenmeye başlamadan önce cevaplandırmamız gereken en temel sorulardan birisi şudur; Eğer mantıklı bir sebep bulamaz veya İngilizce öğrenmenin şu an çok gerekli olmadığını düşünüp, ileride nasıl olsa öğreniriz yanılgısına düşerseniz bu işe yanlış başlamış olursunuz. Türkiye’de İngilizce öğretiminde karşılaşılan en büyük sorunlardan birini de bu oluşturur. Özellikle geçtiğimiz yıllarda orta öğretim kurumlara geçme sınavlarında bu alandan soru sorulmaması öğrencilerin bu gerekliliği göz ardı etmesine neden olarak uzun bir süre öğrencileri İngilizceyi arka plana atıp, erteleme hatasına düşürmüştür.


İngilizceyi güzel konuşmayı öğrenmek kendimizi geliştirebilmek adına yapabileceğimiz en iyi şey olabilir. Evet, bu doğru değil mi? Başkaları yeterli bilgiye erişemezken sizin yapabilmenizin ne kadar eğlenceli olabileceğini düşünebiliyor musunuz?


Başkalarının anlaşamadığı ilginç insanlarla konuşmak ve mektuplaşmak?

Ağzınızı her açtığınızda etrafınızdaki herkesi kendinize hayran bırakmak?

Kariyerinizde büyük sıçramalar yaparak, diğerlerini kilometrelerce arkada bırakmak?

Bunların hepsini İngilizceyi güzel konuşarak elde edebilirsiniz. Her ne kadar İngilizceyi artık herkesin bildiğine dair bir kanı olsa da bu tamamıyla doğru bir düşünce değildir. Çünkü İngilizce kursu sertifikasına sahip olmakla İngilizceyi bilip güzel konuşma, yazma ve anlama kabiliyetine sahip olmak farklı şeylerdir.


“Bir dil bir insan.”


Yazımın başında da aynı hususa değinmiştim. Muhtemelen bu atasözünü daha önceden duydunuz. Bu yabancı bir dili öğrenmenin sizi iki kat daha değerli kılacağı anlamına geliyor.

Öncelikle, Türkçe’ ye, kendi dilimize değer verin ve sevin. İngilizcenin (ya da herhangi diğer bir dilin) Türkçe’nin yerine geçmesi gerektiğini düşünmeyin.

Aksine – İngilizcenin anadilinizi tamamlayıcı nitelikte olması gerektiğini düşünün. – “ORTAK DİL” olarak, dünyanın her yerinden insanlarla iletişim kurmak için kullanabileceğiniz bir dil olarak. Ve İngilizce öğrendiğinizde – kendi dilinizi bile daha iyi anlayabilir – ve onu neyin özel kıldığını daha fazla takdir edebilirsiniz.


Kariyer


Bir ofiste İngilizce bilmeyen ve İngilizce bilen insanlar arasında çok fazla fark olmayabilir ama konu yükselmeye, hedefleri büyütmeye, daha fazla kazanmaya ve daha fazla başarıya geldiği zaman İngilizce bilmeyenlerin bir adım bile değil birkaç adım geriden gittiğini kabul etmek gerekir. Sizi başarıya ulaştıracak garanti adımları atabilmeniz için bu adımları İngilizce bilerek atmanız yolunuzu çok daha açık bir hale getirecektir. Belirsizlik her zaman yorucudur. Bu belirsizliği kariyer konusunda netleştirmek için de dünyada en popüler dil olan İngilizce eğitimine bir an önce başlayın.İş, teknoloji veya bilimde iyi bir yerde olmak istiyorsanız şimdi kalkın ve İngilizce öğrenmeye başlayın.


Kariyerinizi İlerletin


Mesleğiniz her ne olursa olsun, kariyerinizi ilerletmek için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri de İngilizce öğrenmektir.


Sosyal Dünya


Bazen dinlediğiniz bir müziğin ne anlattığını anlamak çok daha başka şeyleri görebilmenizi sağlar, izlediğiniz bir filmdeki orijinal espriyi Türkçe’ ye uyarlanmış haliyle değil de olduğu gibi kavrayabilirseniz çok daha fazla gülebilirsiniz. Yabancı bir müzisyenin konserine gittiğinizde seyirciyle iletişimi büyük bir önem taşır ve iletişimin güçlenmesi, performansın yarattığı hissiyatı da canlandırır. Turistik gezilerde bir tercümana bağlı kalmamak kendinizi çok daha özgür ve güvende hissetmenizi sağlar. Bir kahve siparişi vermek veya adres sormak ne kadar kolay hale gelirse, gezmek, keşfetmek ve öğrenmek de o kadar keyifli ve güvenli olur.



Eğitim


Çok başarılı bir öğrenci olabilirsiniz ama eğitiminizi başarıyla tamamlamak için İngilizce size engel olabilir. İngilizcenin eğitimdeki yüksek kredi notları, not ortalamanızı büyük ölçüde etkiler. Diğer derslerde sınıf birincisi olsanız bile İngilizceden alacağınız düşük notlar, eğitim hayatınızı da kötü etkileyecektir. Bu yüzden eğitim sırasında seviyenizi belirlemenizi ve sizi her zaman ileriye götürecek olan İngilizceyi başarılı bir eğitim ile desteklemeniz hayat boyu çok daha rahat ve başarılı olmanızı sağlar.

Neredeyse tüm uluslararası konferanslar ve yarışmalar İngilizce olarak düzenlenmektedir. Örneğin Olimpiyatlar ve Dünya güzellik yarışmaları

Farklı ülkelerden diplomatlar ve politikacılar birbirleriyle anlaşmak için İngilizceyi kullanmaktadır. İngilizce Birleşmiş Milletler ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği gibi organizasyonların temel dilidir.


Yaşam kalitenizi artırın


İngilizce öğrenmek ve bu dili kullanmak sonunda hayat kalitenizi arttırabilir. Dil öğrenirken, sabretmeyi, çalışmayı ve zaman yönetimini daha iyi bir şekilde öğrenmek ve uygulamak durumunda kalırsınız. Bu beceriler, sadece yabancı dil öğreniminde değil, hayatınızın her alanında işinize yarar.


İngilizce bilmek gelir artışı demektir


İngilizce okumayı, konuşmayı, dinlemeyi veya anlamayı öğrenmiş olmak, gelirinizde artış demektir. İngilizce öğrenmek ve bu dili kullanmak size bir ev kirası kadar gelir sağlayabilir. Size kira getirebilecek bir evi almak için gereken süre yanında sözgelimi İngilizce öğrenmek için gereken zaman çok kısadır. Gelir artışına gereksinmeniz olmasa bile, “ İngilizce dilini öğrenmenin diğer faydaları içinde size uyan bir şey var mı bir kontrol edin” derim.

İngilizce Bilmek Prestij kazandırır

İngilizce bilmek, size toplum içerisinde bir ayrıcalık kazandırır. Matematik bilmediği için üzülen ya da pişman olan hiç kimseye rastlanmaz (Ya da olsa bile bu ifade edilmez) Ama İngilizce bilmediğine üzülen insanları saymakla bitmez. İngilizce dilini bilmeniz ve ustalıkla kullanmanız, sizi kalabalıkta öne çıkarabilir.


ÖZETLE: Eğer İngilizceyi kullanarak anlaşabiliyorsan,


Dünyanın dört bir yanından insanlarla iletişime geçebilirsin. Düşüncelerin ve fikirlerin hakkında internette tartışma gruplarında konuşursun. Farklı insanlara e posta gönderir, Facebook’tan yazışır, Twit atarsın. Yaşamları ve kültürleri hakkında bilgi edinir, daha kolay seyahat edebilirsin. Nereye gidersen git insanlarla iletişim kurmalıyız. Kim bilir, belki bir gün İngilizce hayatınızı kurtarabilir.



TÜRKİYE’DE İNGİLİZCE’NİN AÇAMAYACAĞI KAPI YOKTUR


Türkiye’de hem kamu hem de özel sektörde iş bulmada İngilizce vazgeçilmez bir kriterdir. Seçkin kurum ve şirketlere TOEFL (Test of English as a Foreign Language-ETS), IELTS (International English Language Testing System-British Council), YDS (Yabancı Dil Sınavı-ÖSYM) veya kurumların kendi yaptıkları sınavlardan iyi bir puan/skor alamadan işe girmeniz mümkün değildir. Örneğin Sermaye Piyasası Kurulu çeviri sınavı yapmaktadır. Birçok kamu kurumu KPSS ile birlikte YDS sınav puanı istemektedir.


Türkiye’de veya yurtdışında yüksek lisans veya doktora yapmak, araştırma görevlisi veya akademisyen olmak için İngilizce ön koşuldur. YDS sınavından doktora yapabilmek için 55, doçent doktor olabilmek için 65 puan almak gerekir.


Devlet memurları veya özel bankalar gibi kurum ve kuruluşlarda çalışanlar çalıştıkları kurumlara göre 100 ila 500 lira arasında değişen aylık dil tazminatları almaktadır.

BOTAŞ, TPAO, EPDK, SPK, BDDK, TKDK, YPK, TRT, TPE, TSE ve RTÜK gibi üst kurullar ve özerk kurumlar personel alımında adaylardan ( mühendis, işletme mezunu, sosyal bilimler mezunu, siyasal bilimler mezunu, hukuk mezunu ) YDS dil puanı istemektedir.

Belediyeler ve İl özel idareleri uzman ve uzman yardımcılıkları kadrolarına personel alımında adaylardan YDS dil puanı istemektedirler.


Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi kurumlarda İngilizce hem önemli bir ölçüt hem de ciddi bir gelir sebebidir. Kısacası Türkiye’de iyi düzeyde İngilizce bilmeden seçkin bir kurum, kuruluş veya şirkette iş bulmak hayaldir ve kimi yerlerde sırf İngilizce bildiğiniz için geliriniz ve maaşınız daha yüksek olacak ve rahatça terfi ve kademe ilerlemesi alacaksınız.



Kendi dilimizden başka yeni bir dil öğrenmek kimimiz için heyecan verici bir deneyimken, kimimiz için ürkütücü ve endişe verici bir durum olabilir. Her konudaki beceri için olduğu gibi herkesin dil öğrenmeye olan yeteneği farklı düzeyde olabilir.


Bazen kendimizi bu konuda bizden daha yetenekli olan kişilerle kıyaslar ve moralimizi bozabiliriz. O hızla ilerliyor ve biz hiçbir şey öğrenemiyoruz ve ne kadar çabalasak da olmayacak gibi gelebilir. Daha da kötüsü bu noktada pes de edebiliriz.


Böyle bir durumda yapmamız gereken ilk şey sonucunda ne kadar ilerleyeceğimizi bilmesek de denemeye karar vermektir. Yani, “Yavaş ilerliyor olsam bile bir süre deneyeceğim. Pes etmeyeceğim.” demek lazımdır öncelikle. Peki, bunu diyebilmek için öncelikle ne gereklidir? Elbette motivasyon!

  • Bu dili neden öğrenmek istiyorum?

  • Bu dili öğrenmek ne işime yarayacak?

  • Neden zorlanıyorum?

  • Nerelerde takılıyorum?

  • Daha çok emek verir, çalışırsam neleri halledebilirim? Neleri halletmem çok zor?

Yukarıdaki soruları kendimize sormak ve sonrasında “… süre ile elimden geleni yapacağım. Bunun için de … yapmam gerek.” Diyerek çalışma adımlarını belirlemek ve sabırla takip etmek gerekir. Dil öğrenme konusunda zorlanan biriyseniz bile şunu düşünün: Hiçbir şey öğrenememeniz mümkün değildir!


Yani, en kötü durumda bile hedeflediğinizden çok daha azı bile olsa kendinize bir şey katacaksanız. Ayrıca, “Ben elimden geleni yaptım.” demenin verdiği haklı gururu yaşama şansınız olacak ve bu da size diğer konularda da kendinize olan güveniniz ile ilgili yardımcı olacaktır.


Özetle, dil öğrenme konusunda her koşulda kendimize şu soruları sorarak ilerlemek önemlidir:

  • “Bu dili neden öğrenmeye karar verdim?” diye sorarak motivasyonunun farkına varma

  • “Hangi kısımlarda daha başarılıyım?” diye sorarak güçlü yanlarını belirlemek

  • “Hangi noktalarda zorluk yaşıyorum/yaşayabilirim?” diye sorarak geliştirilebilecek yanları belirlemek

  • “Bu zorluklardan hangilerini nasıl aşabilirim?” diye sorarak hedefe ulaşmak için plan yapmak

  • Ve en önemli son adımlar: Pes etmemek, kararlı olmak ve çaba göstermek yani gerçekten elinden geldiğince çalışmak.

Mehmet Asal

K12 Okulları Yönetim ve İşletme Danışmanı

Comments


© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

bottom of page