Öğretmen ve Askere düşen görev...
- mehmetasal
- 1 May 2022
- 2 dakikada okunur
YAZAN : Mehmet ASAL 18 Kasım 2007

Öğretmenler ve askerler en büyük sorumludur…
Her Türk genci 8 yıllık ilköğretim eğitimi almak ve askerliğini yapmak zorundadır. Diğer bir ifade ile halen Türkiye’de yaşayan 35 milyon erkek önce zorunlu ilköğretim yapmak ve yaşı geldiğinde de askerlik hizmetini, vatan borcunu yerine getirmek durumundadır.
Hizmet süreleri itibarıyla ele aldığımızda öğretmenlerimizin en az 8 yıl, Silahlı Kuvvetlerimizin ise 1,5 yıl süreyle her Türk gencini gözlemleme, eğitme ve yetiştirme şansı vardır.
Durum böyle iken, hala Atatürk’ü anlayamamış, hatta ona saygısızlık edebilen ve Türkiye gerçeğini bilmeyen insanlar yetişiyorsa, Kadınına seçme ve seçilme hakkını en önce tanıyan bir ülkenin kadının başı isteği ve iradesi dışında erkeklerce kapatılmaya çalışılıyorsa, koca karısının yanına 3 kadın daha alabilmeyi düşünebiliyorsa, dini inancını sosyal hayatından ve günlük yaşamından ayıramayan, laikliğin ne olduğunu dahi bilmeyen ve anlamayan gençler ve siyasetçiler yetişiyorsa, imamlık yapamayacağı halde imam hatip liseleri kız öğrencileri de alıp, hangi meslek için olduğu anlaşılmadan eğitebiliyorsa, bu ülkede birileri gerçekten büyük hatalar yapmış ve yapıyor demektir.
En önce öğretmenleri ele almak gerekir. Sağladığı ekonomik koşullar nedeniyle pek te tercih edilmeyen öğretmenlik özellikle yurdumuzda çok büyük oranda kadınların seçtiği bir meslek durumundadır. Ne yazık ki, “kadının sözü dinlenmez” ya da “saçı uzun aklı kısa” anlayışının hâkim olduğu ülkemizde, bu öğretmenlerimiz ne kadar gayret gösterseler de özellikle erkek öğrencileri yeterince eğitebilmeleri ve bundan da önemlisi etkileyebilmeleri mümkün olamamaktadır.
Atatürkçü düşünce felsefesinde yetiştirilmiş, kaliteli ve bilinçli olarak öğretmenlik yapacak çok sayıda gence ihtiyaç olduğu açıktır. Yaşken eğemediğimiz bir ağacı daha sonra ancak kırabiliriz ki ülkemiz maalesef bu durumdadır.
Askerlere gelince, daha 18 inde vatani görev için kıtalara gelen bu gençler üzerine eğilerek gerçekçi bir biçimde, gerekli eğitimin verilmesi gerekir. Belki de ordunun asli görevi olan ülkeyi savunmaktan çok daha önemli bir görevdir bu. Çünkü bizler artık ülkeyi dış düşmana değil, içimizdeki hainlere karşı savunmak durumunda kalıyoruz ki, bu durum en tehlikeli dış düşmandan daha da büyük bir tehlike demektir.
Türkiye coğrafyasının ve ülke üzerinde yüzyıllardır oynanan oyunların zorunlu kıldığı bilinçlenme ve Atatürkçülük felsefesi doğru ve ısrarlı bir biçimde işlenirse, bu gençler birer yurtsever, çağdaş, sosyal, yere tükürmeyen, kadına önem veren ve hepsinden önemlisi ülkemizin yüz yüze olduğu gerçek tehditleri ve mücadele yollarını bilen kişiler olarak yetişirler. Böylelikle daha saygın bir ülke haline geleceğimiz gibi ulu önderimizin de ruhu daha da fazla sızlamaz. Bu noktada en büyük görev de Öğretmenler ve Askerlere düşmektedir.
Comments